Beşiktaş Teknik Yönetmeni Biliç, ilk Liverpool maçından sonra Eskişehir’de başına gelenden ders almıştı. Takımı ikinci Liverpool maçının ardından Balıkesir maçına eldeki en iyi onbirle çıkardı. Zaten rotasyona başvuracak olanağı da yoktu. 5 oyuncu sakat, üç oyuncu cezalıydı. Ligin dibindeki Balıkesirspor’un yitireceği çok şey yoktu. Teknik yönetmeni Kemal Özdeş, rakibinin bol seyahat ve maç nedeniyle yıpranmışlığını kullandı. Alan daraltarak kapanıp, hızlı çıkarak rakibini avlamayı seçti... Zaten kendini güçsüz sayanların bildikleri başka bir yöntem de yok!
Beşiktaş yorgunluğa düşmeden istediğini almak için rakibinin üstüne gitti. Ama top tutarak, yavaş gitti. Bu da Balıkesir’in işine geldi. Beşiktaş hep daraltılmış, Balıkesir açık alanda hücum etti. Beşiktaş için yol, hızlanmaktı, ama buna yetecek enerjisi yoktu. Büyük kozları Ba, Gökhan, Sosa etkisizdiler! Penaltı kazanması şansı oldu, ilk yarıyı bununla önde kapadı. Atış sırasında kaleci Vukoviç Ba’nın tarzını bildiği için hemen yatmadı. Ancak hafif yana eğildiğinde Ba vuruşunu yaptı. Anlaşılan Ba penaltı yöntemini artık değiştirmek zorunda.
Yorgunluk ve sarı kart sınırları yüzünden agresif savunma yapamayan Beşiktaş bunun etkisinde golü yedi. Onun şokundan Opare’nin özgüven ve beceri yüklü vuruşu ile çıktı. Opare, Liverpool maçı yüksek veriminin üstüne dünkü verimi de ekleyince ‘güvenilirlik belgesini’ aldı. Özgüveni, çabukluğu, hızı ile dikkat çekiyor. Hele bunu bir de sağ kanatta gösterirse, tadından yenmez. Bu iyi de Beşiktaş’ın iki cephede savaşımı kaldıramayışı hiç iyi değil, hiç. İki Liverpool maçı sonrası iki büyük kayıp bunu anlatıyor. Biliç, “Lig ekmeğimiz, AL tatlımız” diyor ya, Beşiktaş ya ekmeği seçecek ya tatlıyı. Yoksa ikisinden de olacak.