43 yaşında, kızını yolcu etmek için karısıyla beraber hava limanına gelmiş bir adam düşünün. Ayağında şort var, yani bacağının protez olduğu belli.
Güvenlik görevlileri, gaziden protez bacağını çıkarıp x-ray’dan geçirmelerini istiyorlar.
İtiraz ediyor, gazi kartını gösteriyor ama karşısındaki nuh diyor peygamber demiyor.
Sonuç mu, gazi bir banka oturuyor, protezi x-ray’den geçiyor sonra protezini tekrar takıp içeri giriyor.
Sabiha Gökçen Hava Limanında yaşandı tüm bu saydıklarım. Türkiye’nin alanında en fazla ödül almış kurumlarından birinde.
Bir adım ötesi mutlu yolcu sayısı 23 milyonun üzerinde olan bir yerden söz ediyoruz.
***
Kişilerin yaptığı hataların kurumlara mal edilmesine her zaman karşı oldum. Sabiha Gökçen’de yaşanan olay için de düşüncem bu.
Ancak “Gazi” kavramı ve toplum değeri açısından mutlak söylenmesi gerekenler var.
Otobüslerde siz hiç gazilere yer verildiğini gördünüz mü? Hakan Evrensel, Güneydoğu’dan Öyküler kitabında Ankara’da belediye otobüsünde gazi kartı evrilip çevrilen, “Ben de Kıbrıs gazisiyim ama bize kart vermediler diye söylenen şoförü anlatır.
Medya deseniz, gazileri ya GATA kısmıyla haber yapar ya da çok nadiren evlenenler ya da protezine haciz gelenlerle...
Pei bir gazi kartı nasıl alınır, adreslere mi postalanır yoksa bizzat gidip almak mı gerekir bilmez. Oysa bu ülke için vücudunun bir uzvunu kaybetmiş insanlar her zaman daha fazla saygıyı hak ederler...
Metroda engelli asansörüne, markette engelliler için ayrılan yerleri neden hep sağlamlar kullanıyor? Daha bir sürü soru sorulabilir bu konuda...
***
Terörle mücadelede moral değerler önemlidir. Eğer bir gazi protezini x-ray cihazına koymak durumunda bırakılıyorsa moral değerden söz edemez, insanlardan fedakarlık yapmalarını isteyemezsiniz.
O fotoğraf çok acı bir fotoğraftı ama kimse kusura bakmasın aynı zamanda Türkiye’nin gerçeğiydi...