Wikipedia’nın Türkiye ile ilgili üç adımı.
Bir : Wikipedia’da Türkiye ile ilgili olumsuz, yanlı ve yanlış bilgiler içeren sayfalar yayınlandı.
İki : Wikipedia bu sayfalara yönelik itirazları kabul etmedi.
Üç : Bu sayfalar üzerinde düzeltme yapmaya çalışan Türk editörler engellendi.
***
Türkiye’nin Wikipedia’ya yönelik üç adımı.
Bir : Wikipedia’ya itiraz edildi. Sonuç alınamadı.
İki : Wikipedia sitesine Türkiye’den erişim engellendi.
Üç : İBB’nin World Cities Expo Etkinliğinde konuşmacı olacak olan Wikipedia kurucusu Jimmy Wales, konuşmacı listesinden çıkarıldı, gelişi iptal edildi.
***
Sonuçları:
1- Türkiye ile ilgili yalan yanlış iddiaların olduğu o sayfa ilgi odağı oldu, Türkiye hariç her ülkeden ziyaretçi yağdı.
2- Türkiye yalan haberin olduğu sayfa yerine sitenin tümüne erişimi kapatarak bilgiye erişimi engellemiş, haklı mücadelesinde haksız duruma düşmüş, Türkiye’de özgürlükler kısıtlanıyor diyenlerin ekmeğine yağ sürmüş oldu.
3- Türkiye, daha önceden davet edilmiş, geleceği teyit edilmiş bir yabancı misafiri -ki bu Wikipedia’nın kurucusu- reddederek hem tutarsız, hem de yüzlerce yıllık anlı-şanlı misafirperverliğe uzak bir konuma düştü.
Biz içindeyiz, biliyoruz. Türkiye anlattıkları, göstermeye çalıştıkları gibi bir ülke değil.
Ancak ne hikmetse çok basit tuzaklara düşüyor, bizi getirmek istedikleri her noktaya kendi ayaklarımızla geliyoruz.
Stratejik yaklaşmıyor, krizleri fırsata çevirmek yerine başka krizler için tutuşturucu olarak kullanıyoruz.
Oysa ne olabilirdi?
1- Yalnızca sözkonusu yalan bilgi içeren içerikler engellenebilirdi.
2- Türkiye’ye gelecek olan Jimmy Wales’ın programı genişletilerek Türkiye’yi görüp tanıyabilme imkanı yakalayabilmesi için bir gezi düzenlenebilirdi.
3- Kendisine Türkiye’ye, Türkiye’nin köklü tarihine, kültürüne, geçmişine dair hediyeler takdim edilerek sitesinde yer alan içeriklerle böyle bir ülkeye nasıl haksızlık ettiğini anlaması sağlanabilirdi.
4- Son olarak en az bakan düzeyinde, hatta belki Başbakan düzeyinde yarım saatlik bir kahve daveti ile ülkemize yakışır nezakette ağırlayarak o sayfalardaki yalanların doğruları sunulabilirdi.
Böylece Jimmy Wales’ı uslanmaz bir Türkiye hayranı, destekçisi haline getirebilirdik.
Bundan sonraki benzer olaylarda, benzer içeriklerde Türkiye’nin kılını bile kıpırdatmasına gerek kalmadan Jimmy gerekeni yapardı. Hatta gittiği konferanslarda, verdiği mülakatlarda Türkiye’yi anlatır, bir Türk lobisi gibi çalışırdı.
Diyebilirsiniz ki “bu adam ya kötü niyetliyse?”, derim ki “kötü niyetli olsa İBB’nin davetiyle Türkiye’ye gelmeyi kabul etmezdi.”
Kısacası kazanabilirdik.
Zoru deneyip krizi fırsata çevirebilirdik.
Bize dönmüş olan silahı bir hamleyle terse çevirip kabzayı avucumuza, tetiği parmağımıza alabilirdik.
Olmadı.
***
Maksadım kimseye işini öğretmek değil. Elbette yöneticilerimizin de bir bildiği vardır.
Ama dünya değişiyor, biz de yaklaşımımızı değiştirmek durumundayız.
Dostlarımızı arttırıp düşmanlarımızı azaltacağız madem, öyleyse daha kıvrak zeka ürünü tepkiler verebilmeliyiz.
Bu erişim engellemesinin maddelerini alt alta da koysanız, üst üste de saysanız kazananın Türkiye olmadığı açık.
Yeni Türkiye, yeni davranışları, yeni refleksleri, yeni fikirleri hak ediyor!
***
SANAYİ ŞİRKETLERİNE YATIRIM ŞARTI
Öyle bir sistemdeyiz ki, gençler dahice fikirler geliştiriyor, büyütmek için birkaç yüz bin lira para arıyor, bulamıyor.
İlk 500’deki devasa şirketler milyarlarca lira ciro yapıyor ama kazandığını kendi işinin AR-GE’sine yatırmıyor.
Bu artık şart koşulmalı.
Şirketler yıllık cirolarının (Ya da kârlarının) belli bir oranını, mesela cironun %1’ini o sektörde, o alanda geliştirme yapan genç girişimci adaylarına yatırım olarak vermesi gerekmeli.
Verdiği tutar zaten vergiden de düşübildiği için şirketlerin bir zararı olmayacak.
Ama bu yolla, kendi alanında gençlerin yaptığı iyileştirmeleri hemen satın alma, hemen uygulamaya sokma fırsatı bulabilecekler.
Bunu sağlarsak gençler fikirleriyle, şirketler de sorunlarıyla boğuşmayı bırakıp bir araya gelebilirler.
YOKSA Girişimcilikte destek bulamayan gençler yatırdığı parayı yakıp, borçla-harçla iş hayatına geri dönüp bir yerlerde girmeye hazırlanıyor.
Girişimcilik trenini yakaladık derken, yeniden kaçırmayalım.
Eski devrimleri kaçırdık, yeni teknoloji devrimini, sanayi 4.0’ı kaçırmayalım.