CHP ve İyi Parti, ABD'de tartıya çıktı.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun ABD'ye yaptığı ziyaretin hemen ardından İyi Parti de Amerika'ya heyet gönderdi.
İyi Parti Dış İlişkilerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı emekli Büyükelçi Ahmet Kamil Erozan ve yardımcısı Mehmet Ali Karamemiş, ilk gün Washington'da Dışişleri Bakanlığında görüşmeler yaptılar.
Kılıçdaroğlu'nun kayıp 8 saatinden sonra başlayan tartışma ve eleştirilerden İyi Parti heyeti de tedirgin oldu.
Erozan, "İki ziyaret arasında herhangi bir bağlantı yok. Tamamen tesadüf" dedi. Ve daha soru sorulmadan, "Biden ile görüşmeyeceğiz, herkes emin olsun" dedi. "Bu ziyaretimizin amacı Türkiye ile ABD ilişkilerinin müstakbel iktidarımızda daha sağlıklı yürütülmesine yöneliktir" diye de ekledi.
Dereyi görmeden paçayı sıvamak da buna denir.
6'lı masadakilerin "Biden projesi"nden sıkıntı duydukları bir gerçek. ABD Başkanı Biden, "Erdoğan'ı devirmek için darbe dışındaki yolların denenmesini ve Washington'ın, Türkiye'de muhalefet ile doğrudan ilişki içinde olmasını" daha adayken söylemişti.
6'lı masa üzerindeki Biden gölgesi, elbette muhalefet-ABD ilişkilerini şaibeli kılıyor.
İşin tuhafı, Biden projesi ile ilgili bugüne kadar hiçbir muhalefet lideri tek bir eleştiri getirmedi.
Kılıçdaroğlu ve hemen arkasından İyi Parti'nin ABD ziyaretlerinin verdiği görüntü aynen şudur:
Kılıçdaroğlu ve Akşener Washington'da tartıya çıkıyorlar.
6'lı masanın aday sıkıntısı devam ederken ve ortak aday konusunda bir tıkanma söz konusu iken bu ziyaretler evet, şaibeli hale gelmiştir.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin bu haftaki Grup Toplantısında, makul çoğunluğun hissiyatına tercüman oldu:
"Kılıçdaroğlu'nun gölgeli ziyaretinin hemen akabinde ABD biletini alan İP'in de yolu yol değildir, siyasi zihniyeti milli ve ahlaki esaslara muvafık değildir. Okyanus ötesinde rol dağılımı ve işbölümü yapılmıştır. Zillet ittifakının paydaşları sırasıyla ABD'yi tavaf etmeye başlamıştır. Sipariş gündeme göre, listelenmiş talimatlar uyarınca, FETÖ'nün çekim alanında, emperyalizmin gözetiminde siyaset yapmanın onurlu ve haysiyetli hiçbir yanından bahsedilemeyecektir. Zillet ittifakı, cumhurbaşkanı adayının kim olacağı sorusunun cevabını yanlış yerde aramaktadır."
CHP ve İyi Parti'nin ABD ziyaretlerinin kokusu, 6'lı masada mutlaka ortaya çıkacaktır.
Washington, 6'lı masadaki kilidi çözebilecek midir?
Ortak aday çıkarma zorluğu aşılamazsa, Kılıçdaroğlu ve Akşener'in ayrı ayrı aday olma ihtimali kuvvetlenir.
Akşener, her ne kadar "ben Başbakan olacağım" dediyse de "adayım" demesine kimse şaşırmaz. Siyaset zaten böyle bir şey...
Bakınız bu hafta 26. Dönem CHP Milletvekili Barış Yarkadaş bir TV kanalında çarpıcı bir iddia ortaya attı. Akşener'in Kılıçdaroğlu'na karşı aday olabileceğini söyledi. Yarkadaş, İyi Partili bir grupla konuştuğunu belirterek "Bu, çok sağlam birkaç kaynaktan doğrulattığım bir bilgidir" dedi.
Akla, Pensilvanya'daki terör elebaşı Fetullah Gülen'in ne yapacağı sorusu gelebilir. FETÖ, Kılıçdaroğlu'na mı oynar, Akşener'e mi?
ABD ne derse, FETÖ onu yapar...
ABD, Kılıçdaroğlu'nu mu, Akşener'i mi destekler? Yoksa üçüncü bir ismi mi?
Erdoğan, dezenformasyonla mücadele amacıyla çıkarılan sosyal medya yasası ile ABD'nin planlarına büyük darbe indirdi. Sosyal medyayı kullanarak seçmeni manipüle etme fitnesi önemli ölçüde önlenmiş oldu.
Dolayısıyla ABD, kendi yaptıracağı anketlere göre hareket edecek.
Kimi daha şanslı görülürlerse o adaya destek verecekler...