Her futbolcu taraftar tarafından protesto edilir. Taraftarın galiz küfürleri karşısında futbolcunun tepkisi de doğaldır. Ama milli formayı maç öncesinde çıkartıp, eldivenleri de atmak ve stadı terk edip gitmek hiçbir futbolcunun doğasına etik düşmez. Volkan Demirel’in özür dilemesi Türk halkına olmalıydı. Göreve çağırılıp çağırılmaması Fatih Terim’in kararına bağlı. Eğer bu sürüncemede kalmaya devam ederse, Fatih Terim’in bir an önce karar verip bu işi sonlandırması gerekir.
Volkan’ın vermiş olduğu maçı terk etme kararına asla sıcak bakmıyorum. Özür dileyip dilememesi de kendi inisiyatifine kalmış. Ben de Volkan için “Milli Takım’a gelsin oynasın mı, gelmesin mi?” şeklindeki sorulardan sıkıldım. Ben de Fatih Hoca’nın yerinde olsam, Volkan’ı bir daha Milli Takım’a çağırmam. Zaten bu olayın olduğu dönemlerde Volkan, Fatih Terim’e, “Beni bir daha Milli Takım’a çağırma hocam” demedi mi?,
Milli Takım’ın ilk önce İsveç, daha sonraki Avusturya maçı galibiyeti sonrası, yurdum insanı olarak bu başarılara sevinirken, futbol kamuoyuna Fenerbahçe’nin başarılı oyuncusu Gökhan Gönül’ün yasaklı madde kullandığı iddiası bomba gibi düştü. Futbol Federasyonumuz’un değerli üyesi sayın Mete Düren basın sözcüsü olarak, “Gökhan Gönül için müsabaka öncesi Fenerbahçe’nin sağlık kurulu tarafından TFF bilgilendirildi” dedi. Gerekçe olarak ağrı kesici ilaç alması bana göre herhangi bir suç unsuru bulunmadığının kanıtıdır. Mete Düren’in açıklamaları kaale alınmıyor ise o zaman TFF’ye mademki maç öncesi bildirilmiş, o zaman Gökhan’a maça çıkma yasağı karşılaşma öncesi konulmalıydı. Ceza Kurulu veya Hukuk Kurulu Gökhan Gönül’e ceza veremezdi; zaten sevke de gerek görülmedi.