Boş geçmiyorlar. Mutlaka bir açıklama geliyor. Görünen o ki, 24 Eylül'de yapılacak olan seçimlere kadar da böyle devam edecek.
Kampanyalarını bu konu üzerine kurmuşlar belli ki. Ülkelerindeki artan bölgesel dengesizlikler, fakirlik gibi verileri bu şekilde gündemden uzak tutuyorlar. Bir gün Başbakan Angela Merkel, ertesi gün Dışişleri Bakanı Sigmar Gabriel, arada Alman merkez sol/sosyal demokrat SPD adayı Martin Schulz, hepsi yorulursa Meclis Başkanı. İlla ki bir "Türkiye" açıklaması geliyor Alman başkentinden.
Güncel mevzu Türkiye'deki tutuklu Alman vatandaşları gibi görünse de daha derinlerde karın ağrılarının olduğunu şimdi herkes görüyor. Deniz Yücel adındaki tutuklunun görünenin dışında bir anlam ve işlevi olduğunu artık hepimiz anladık değil mi? Salt işlediği suçlar nedeniyle karşı karşıya bulunduğu hukuki süreç söz konusu ise, Alman makamlarının yapması gereken iyi bir avukat görevlendirip, sürecin tamamlanmasını beklemek.
Peki, Almanya ne yapıyor? İki ülke arasındaki yüzlerce yıllık stratejik işbirliğini yok sayıp saplantılı bir şekilde tahliye istiyor? Bu kadar ısrarın arkasında acaba, ortaya çıkmasından endişe duyulan başka konular olabilir mi bu kişiyle ilgili? Yoksa sakin sakin yargı sürecinin tamamlanması beklenecek.
Ülkenizde yaşarken sıradanlığın da gerisinde bir profili olan bu kişi, ne oldu da kıymete bindi? Bu soru yanıt bekliyor.
Almanya başka başlıklarda da germeye devam ediyor. Peki, bu çelişkiyi Almanlar da görmüyor mu?
Önlerine karar vericilerin koyduğu yemeği, tadına bakmadan mideye mi indirir Almanlar?
Sanmıyorum. Bu kontrollü tırmandırmanın seçimlerde Alman siyasetçilere pahalıya patlayacağını düşünüyorum. Seçim kampanyalarını Türkiye motifiyle resmetttikleri "İslam ve öteki düşmanlığı" üzerine inşa etmiş gibi görünen Alman siyasetçiler, kumar oynadıklarını sanıyorlar ama kalkıştıkları işin Rus ruleti olduğunu ne yazık ki, seçimlerden sonra anlayacaklar. Ölümcül yara almış olarak çıkacaklar bu çarpık argümanlar üzerinden hazırlandıkları Alman genel seçimlerinden. Seçimlerden sonra da, her başa gelen iktidar gibi, yeni Alman hükümeti de Türkiye'yi yok sayan bir ekonomik ve politik strateji izleyemeyeceğini anlayıp yoluna devam edecek. Olan vizyonsuz ve ülkede yaşayan milyonlarca Türk'ün gururuyla oynayan, onlar üzerinden sosyolojik operasyon çekmeye çalışan yabancı ve İslam düşmanı politikacıların kendi siyasi kariyerlerine olacak.
İzleyip görelim. Çünkü yakın geçmişte örneklerini yaşayıp gördük. Fransa'da Nicolas Sarkozy ile mesela.