Çocuklar hasta olunca anneler arasında bağışıklık sistemini güçlendiren sihirli formül alışverişi de artıyor. Kimi soğanlı sarımsaklı ballı zencefilli karışımları öneriyor kimi de falanca vitamini, filanca minerali... Öyle ki “Bu çocuğun boyu kısa, çinkoya mı başlasak acaba?” diyenini duydum. Gıda takviyesi konusunu beslenme uzmanı Prof. Dr. Murat Türkoğlu’na sordum, söyledikleri birçok açıdan aydınlatıcı oldu benim için. Çayın içindeki maddeler demir mineralini bağladığı için demir eksikliğine yol açar diye bir bilgi vardı bende. Meğer o bilgi eksikmiş, eksik olduğu için de yanlış. Şöyle ki çaydaki tein maddesi demir mineralini ancak takviye olarak dışarıdan alındığı durumlarda bağlıyormuş. Yani beslenme düzeninde proteinle alınan demirin çay tarafından bağlanması, dolayısıyla da vücutta işlenememesi gibi bir durum söz konusu değilmiş. “Bırakın çocukları rahat rahat çay içsinler” diyor.
Beslenme dersi
Prof. Dr. Türkoğlu, vitamin ve mineral konusunda önceliği her zaman sağlıklı beslenmeye veriyor. Öyle ki Harvard Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde öğrencilere sağlıklı beslenme ve yemek pişirme dersi veriliyormuş. Ülkemizin sebze ve meyve açısından çok zengin olduğunu anlatırken sözlerine şöyle devam ediyor: “Eğer anne babalar çocuklarının sağlıklı ve dengeli beslenmesine özen gösteriyorsa, günlük sebze, meyve tüketimi varsa bu çocukların beslenme açısından eksikliğe düşmesini bekleyemeyiz. Ama bu konuda eksiklik olduğunu düşünüyorlarsa vitamin ve mineral takviyesi gerekebilir.”
Alınması gereken günlük miktar tanımlaması biraz korkutucu gibi geliyor. Oysa 100 gram çilek ya da iki portakal veya üç mandalina günlük C vitamini ihtiyacını gideriyor. C vitamini hem bağışıklık sisteminin korunması hem de bağ dokunun güçlendirilmesi için önemli. Bağ doku ise kalp ve damar sisteminin temel malzemesi. Meyvelerin yanı sıra koyu yeşil sebzeler de C vitamini kaynağı.
Bağışıklık sistemi için önemli bir diğer vitamin ise D vitamini. Günde yarım saat güneşlenmek yazın yetse de kışın biraz zor olabiliyor. Bu durumda gıda takviyesinin gerekebileceğini söylüyor Türkoğlu.
Çinko, selenyum, bakır ve krom kelimeleri akla kimya dersinin periyodik cetvelini getirse de söz konusu vücudumuz olduğunda da öne çıkan mineraller. Prof. Dr. Türkoğlu’nun anlattığına göre de her gün, “bir ceviz, üç fındık, üç badem”den oluşan minik bir atıştırmalık öğünü ile hepsini almak mümkün.
Sohbetin sonunda vardığımız nokta, çocukların tüm ihtiyaçlarını sağlıklı bir beslenme ile karşılayabilecekleri sistemin oturtulması gerektiği oluyor.