Üç komşu vilayet, Ankara Konya ve Antalya’yı birbirine ekleyince yaklaşık İskoçya yapar... İskoçya, İngiltere adasının kuzey tarafı oluyor. Ve İskoçya eylülde referandum yapacak: İskoçya bağımsız bir ülke olmalı mıdır? Evet - Hayır.
İskoçya’da 6 milyona yakın nüfus var. Kıyılarından açık denizde yıllardır petrol çıkar. Ayrıca viskisi meşhurdur. Viski ve petrol birleşince İskoçlar -Biz bağımsız olalım- diye havalandılar... Biraz da serde milliyetçilik var.
Yani Londra’dan kopacaklar. Tarihte kendi hanedanları da olmuştu ama şimdilik -İskoç Kralı- düşünülmüyor. Kanada ve Avustralya benzeri olurmuş: Londra’dan bağımsız, Başbakan, ayrı meclisler var, ancak -Devlet Başkanı- Kraliçe... Gerçi İskoçlar -Halk isterse daha sonra hanedandan da vazgeçebiliriz, Cumhuriyet oluruz- diyorlar.
Bu -Halk isterse- kısmı önemli. Çünkü eylülde halk oylaması var, ama bağımsızlığa -Evet- kesin değil. Evet’ciler uzun zamandır önde gidiyordu, son zamanda Hayır’cılar arayı kapatmaya başladı.
İskoçya bağımsız olunca daha zengin olmayı, Londra’nın etkisinden uzak olmayı hedefliyor. Pratikte ikisi de zor. Bağımsızlık sihirli bir kelimedir de, parasız birşey olmaz. Erken zamandan beri İskoç ayrılıkçılar -Londra ile anlaşırız, sterlin kullanırız- diye yatıyordu. Geçenlerde Londra -ayrılırsanız sterlin kullanamazsınız- dedi ve İskoç bağımsızlık hareketinin üzerine bir kova buzlu su döktü... Aslında İskoçya, sterlin kullanmak için izin almak zorunda değil. Ama Londra kuzeye para gitmesini önlerse, kısıtlarsa, bu yol işlemez. Üstelik -bağımsızlık- deyip, sonra Londra’nın para ve maliye bağımlılığı altına girmek, çelişki olacak.
İskoçya’nın Euro’ya gitmesi bir seçenek... Ancak Euro’ya hemen giremezler ve de Euro’ya girmek, AB’ye girmek kadar zor. İskoçya ayrılıkçıları bu zahmete girmeye niyetli değiller.
İskoçya’nın -Bağımsızlıktan sonra gider çatır çatır AB üyesi oluruz, bize kırmızı halı sererler- beklentisi de yakın zamanda kırıldı. AB’nin Başbakanı sayılan Barrosso, AB üyesi olmak için bütün üyelerden onay alınması gerektiğini hatırlattı. -İskoçya’nın AB üyeliği imkansız olmasa bile çok güç- deyince, İskoçlar çok gücendi.
Barrosso, kendi içinde ayrılıkçı bölgeler olan ülkelerin, başka ülkelerin ayrılıkçısına iyi gözle bakmadığını hatırlatıyordu. İspanya, Kosova’nın değil AB üyesi olması, tanınmasına bile veto koydu. Çünkü İspanya’nın Katalonyası da ayrılmaya özeniyor. İspanya başkasının ayrılıkçılarına ters bakıyor. Hem İskoçya yüzünden Londra ile neden ters düşsün?
İskoçya’nın işleri yine paraya bakıyor. Kendi parasını basabilir. O zaman da paraya bir pusula lazım. Yine Londra’nın sterlinine eşitlemeye çalışırlar, ancak piyasa, ayrı bir devletin parasına ayrı muamele yapar, risk görür ve daha düşük kur verir, faiz artırır. Kredi notçusu S&P de İskoçya’ya en yüksek kredi notu vermekte nazlanacağını söyledi. İskoçya kendini Londra ile bir görüyor, ama Londra’nın kendi parası var ve o para da iyi-kötü dünyada rezerv para muamelesi görüyor. İskoçya parasının üstünde Sean Connery resmi olsa ne yazar?
Üstelik halk oylamasından ‘Evet’ çıkar, bunlar ayrılır- diye İskoçya’da mukim önemli banka ve sigorta şirketleri Londra’ya taşınmaya başladı. İskoçya -Zaten finans sektörünün yarardan çok zararı var- diye bunu örtmeye çalıştı, ama büyük uluslararası şirketleri tutabilececekleri kuşkulu. Ve de İngiltere, ayrılacak İskoçya’ya yüklü bir yatırım-vergi faturası çıkarmaya hazırlanıyor: Merkezi hükümet olarak şunları yaptık, ayrıca da genel borcun şu kadarı sana düşüyor, onu da isterim- diyecek. İsterse İskoçlar -ödemeyiz- desin.
Ve petrol... İskoç ayrılıkçılar Kuzey Denizi’ndeki petrole güveniyor. 30 küsur yıldır çıkan o petrolün aslında tükenmeye başladığı, İskoçlar’ı ihya edecek bir üretim olmadığı söylenmekte. Londra’nın yabancı şirketlerle yaptığı anlaşmalar hâlâ sürüyor. İskoç ayrılıkçılar -kişi başına 300 bin sterlin getirecek petrol olduğunu- söylemekteler. Ve herkes rüyasında 300 bin görmeye başladı. Ancak petrol işi her yerde olduğu gibi: Çıkartmak bir dert, satmak başka dert.
Sonuçta Londra, bu ayrılma hikayesinden memnun değil. Ancak itiraz edip açıktan taş koyup gerilim yaratmak yerine, ekonomik takozlar atarak, İskoç halkına -maceraya girmeyin- diyor. Oylamaya daha zaman var, köprülerin altından sular geçecek... Halk oylamasında -Hayır- da çıkabilir. İşin esası ekonomi... Bağımsızlık falan güzel de, iş, aş ve cüzdan da önemli. Evdeki bağımsızlık çarşıya uymayabilir.
twitter.com/selimatalayny