ÜLKEMİZDE NE GÖRDÜK?
1. Erdoğansız Türkiye isteyenler, birkaç gün sessiz kaldılar, sonra kendilerini tutamayıp bu defa da virüs tehdidinden iktidar hayali kurdular. Eski AK Parti kurucusu CHP milletvekili, güya genelleme yaparak “göreceksiniz Erdoğan gidecek” deyiverdi.
Eski CHP milletvekili Hüsnü Bozkurt; “3. Havalimanını yaptığı için koronavirüsün nedeni Erdoğan’dır…” diyerek saçmaladı.
Bu bir şahıs görüşü değildir, tam da CHP zihniyetinin kendisidir.
Bugün CHP’yi yönetenler, şahsen ben kesin kanaat sahibiyim; Türkiye konovirüsle mücadelede yenik düşsün üzülmeyecekler, sevineceklerdir. Hatta hep bir ağızdan, “biz iktidarda olsaydık, böyle olmazdı” diye koro oluşturacaklardır…
2. FETÖ’cü alçaklar ABD, Almanya merkezli sosyal medya hesaplarından toplumda infial meydana getirecek, halkı paniğe sevk edecek yalanlarla algı operasyonu yürütüyorlar. Kalleşlik, iftira, yalan-dolan her şeye başvuruyorlar.
FETÖ’cüler için önemli tek şey kendileridir. Kendilerine ait Fetullah Gülen’in sapkınlığı ile ortaya attığı bir din anlayışları var. Türkiye batmış, ekonomi çökmüş, hatta ülke parçalanmış, inanınız bunların öyle bir derdi yok. Bunlar Fetullah Gülen’in hayalleri için bu milletin üstüne tank sürmüş, uçaklardan kahraman polislerimizin üzerine bomba atmış hainler sürüsüdür…
3. Bir de “görev elemanları” var, yeniden devre girdiler.
Mesela, hayatını kaybedenlerin sayısı 2’den 4’e çıkmış, FOX ana haberde Fatih Portakal inanınız haberi şöyle verdi; “bugün ölü sayısı ikiye katlandı…”
Mesela televizyon programcısı Ayşenur Arslan ve bir ara CHP Parti Meclisi üyesi olan Enver Aysever, dün Müslümanlara hakaret eden bir karikatür paylaştılar.
Karikatürde, tıbbi kıyafetler içerisindeki bir kişi; cübbe, şalvar, sakal, takke ve tespihiyle "Müslüman" olarak tasvir edilen bir diğer kişinin kafasının içerisini ilaçlıyor. Aysever, karikatürü "Sadece bu sorun!" diyerek paylaştı.
DÜNYADA NE GÖRDÜK?
Koronavirüs diye gözle görülmeyen bir canlı, aniden binlerce insanın hayatını tehdit eden büyük bir tehlikeye sebep oldu. Ölümlerin, milyonlarca olabileceği ihtimali şimdiden dillendiriliyor.
Ne görüyoruz?
1. Hayatın normal akışı, önce yavaş yavaş sonra büyüyerek zaruri değişikliklere uğradı. Daha önce yaşanmamış şaşkınlık, afallama, çaresizlik girdabına düşüverdik.
2. Küçücük virüs, kibirli insanoğlunun, kibir abidesi devletlerin fiyakasını birden bozdu.
3. Normal zamanlarda insan onuru/hakları, özgürlük, eşitlik diye hop oturup hop kalkanlar meğer nasıl da ikiyüzlü, çifte standartlı bencillermiş.
Hele şu Avrupa Birliği, nasıl da masal anlatmışlar. İtalya nasıl da yüzüstü bırakıldı. Almanı, İngilizi, Fransızı nasıl da “önce can, sonra canan” deyiverdiler.
4. O çok böbürlenen, “süper güç” falan diye övünen ülkeler öyle hazırlıksız yakalandılar ki, virüsün pençesine düşen sağlık sistemleri çöküverdi.
Meğer kolay günlerin rehaveti, sistemlerinin zaaflarını, zayıflıklarını örtbas etmiş.
5. Biz, ‘bir musibet bin nasihatten yeğdir’ deriz. Şimdi bu gerçeği bütün dünya kabullenmek zorunda kaldı. Göreceksiniz, bütün ülkelerde daha insanî, daha ahlâki arayışlar başlayacak.
6. Savaştan kaçan masumların sahillere vuran bedenlerini görmezden gelenler, şimdi bedel ödüyorlar. Evet, “alma mazlumun ahını, çıkar aheste aheste…”
Biz inanıyoruz; şer gibi görünenden hayır çıkacaktır…