Bu hafta vizyona giren Gözetleme Kulesi sinemamızın eli yüzü düzgün az sayıdaki yapıtından biri. İzleyiciyi zorlayacak ve kendi içinde tartışmaya itecek bir yapım...
TÜRK sinemasında kadın yönetmenlere özel önem veririm. Çünkü onlar kadın olmanın getirdiği baskıları filmlerine yansıtıp ayrı bir enerji katarlar sinemamıza. Bunların içinde Pelin Esmer belki de listenin başında gelenlerden. Yavuz Özkan’ın tedrisatından geçmiş, belgesel nedir bihaber olan izleyiciye uzun metraj belgeselini bilet parası ödeterek izlettirmiş bir isimdir.
ANNELİK TABUSU SONUNA KADAR ARALANIYOR
Bu hafta vizyona giren Gözetleme Kulesi ise Esmer’in ikinci uzun metraj kurmaca filmi. Ama aslında bence ilk kurmaca denemesi diyebiliriz. Çünkü bol ödül alan 11’e 10 Kala Esmer’in Koleksiyoncu adlı kısa belgeselinin uyarlamasıydı. Onun için Gözetleme Kulesi’ni büyük bir merakla izledim. Son dönem kanun düzenlemeleri, kürtaj tartışmaları gırla giderken istenmeyen hamilelikleri konu edinen filmlerin de yoğun bir şekilde karşımıza çıkması sinemamızın etki tepki süresinin kısalması anlamında iyi bir gösterge. Gözetleme Kulesi aslında sadece istenmeyen hamileliklerle kısıtlanamayacak bir konuya sahip. Olgun Şimşek’in canlandırdığı Nihat, kuş uçmaz kervan geçmez bir orman içinde gözetleme kulesinde görevlidir. Bütün gününü dürbünüyle ormanı tarayarak herhangi bir yangın tehlikesini erkenden haber vermek için nöbet tutarak geçirir. İnsanlarla tek iletişimi kendisi gibi gözcülük yapanlarla kısıtlı bir şekilde kurduğu telsiz bağlantılarıdır. Bu kısılmışlığa kendini mahkum etmesinin bir sebebi vardır. Bütün ailesini bir araba kazasında kaybetmiş ve kendini suçlamaktadır. Filmin ikinci kahramanı ise Nilay Erdönmez’in canlandırdığı Seher karakteri. Seher üniversiteyi kazanmış ve okumak için akrabasının evine taşınmış bir genç kızdır. Fakat dayısı tarafından hamile bırakılır. Herkesten ve herşeyden kaçar, Tosya’da bir otobüs şirketine hostes olarak girip gizlice doğumunu yapmayı bekler. Bu iki karakterin vicdan muhasebeleri onları kendi içlerinde kaybolmaya, belki de dünyadan saklanmaya itecektir.
Bu filmin odağında vicdan var. Bir annenin bütün günahları bebeğine ödetme hatası ile kaderin faturasını kendine ödeten bir erkeğin vicdanı anlatılmakta ve bu mücadele çarpıcı sahneler ile izleyiciye sunulmakta. Anne olmak üzerine basmakalıp olmayan öyküsüyle sinemamızda görmediğimiz bir gözlemde bulunmakta Pelin Esmer. Ve bu gözlemiyle kadınların üstündeki bir tabuyu aralamakta. Anne olmak öğrenilen, sonradan hissedilen bir şey mi yoksa içgüdülerle kadının içinde var olan mı? Toplum bunun içgüdüyle geldiğine ve kadının doğal olarak anne olduğuna inanır. Esmer farklı bir gerçeğe ışık tutuyor.
Burada bir noktayı daha tartışmak gerekiyor sanırım. Bir diğer kadın yönetmenimiz Yeşim Ustaoğlu’nun filmi Araf’ta da kadın karakter için fazlasıyla çıkarcı bir duygusallığa sahip olduğu yönünde bir saptamam vardı. Oradaki aşk birtakım sebeplere bağlı bir aşktı. Gözetleme Kulesi’nde ise kadın karakterin romantik anlamda hiçbir bağını, duygusunu görmüyoruz. Film boyunca Seher, Nihat ile aynı yerde kalırken bile kalbinin sıcaklığı bize geçmiyor. Erkek karakter, bir sığınma hali içinde Seher için var. Aynen Yeşim Ustaoğlu’nun Araf filminde olduğu gibi... İki önemli yönetmenimizin de kadın karakterlerinin bu duygusuz duygusallığı bize bir yerleri, bir şeyleri işaret ediyor. Bunu tartışmak gerekiyor. Kadının kadınlığını yaşam için kullanma alışkanlığı belki de biz erkeklerin suçudur. Kadına bağımsız, tek başına ayakta duran bir insan olarak davranmadığımız ve toplumun sıkışıklıklarını onlar üstünden çözme çabamız bizi bu noktaya getirmiş ve kadın yönetmenlerimiz de bunu içgüdüleriyle bize sunmuş olabilir. Zor bir konu ve dediğim gibi tartışmak gerekiyor.
FİLMİN KÜNYESİ
Yönetmen ve senaryo: Pelin Esmer
Oyuncular: Olgun Şimşek, Nilay Erdönmez, Menderes Samancılar, Kadir Çermik
Tür: Dram
Yapım: 2012, Türkiye
Vizyondakiler
ALACAKARANLIK EFSANESİ: ŞAFAK VAKTİ II. BÖLÜM
BELLA and Edward’ın kızı Renesmee doğduktan sonra, Cullen’lar Renesmee’yi ve tüm aileyi Volturi ile karşı karşıya getirecek bir yanlıştan korumak için diğer vampir klanlarını biraraya getirme çabasına girerler.
FİLMİN KÜNYESİ
Orjinal adı: The Twilight Saga:
Breaking Dawn Part 2
Yönetmen: Bill Condon
Senarist: Stephenie Meyer
Oyuncular: Kristen Stewart,
Robert Pattinson, Taylor Lautner, Billy Burke, Peter Facinelli,
Elizabeth Reaser, Kellan Lutz,
Dakota Fanning
Tür: Fantastik
Yapım: 2012, ABD, 115 Dakika
DAĞ
BİR askeri birlikten gönderilen dört kişilik ekip, hiç beklenmedik bir şekilde terörist pususuna düşer. Hayatta kalan iki asker, ilk kez aralarındaki çekişmeyi bir kenara bırakıp esas düşmana karşı beraber mücadele edeceklerdir. İki tüfek, dört şarjör ve arızalı bir telsiz dışında sahip oldukları tek şey hayatta kalma içgüdüleri ve güçlü iradeleridir.
FİLMİN KÜNYESİ
Yönetmen ve senaryo: Alper Çağlar
Oyuncular: Çağlar Ertuğrul,
Ufuk Bayraktar, Fırat Doğruloğlu, Mesut Akusta
Tür: Aksiyon
Yapım: 2012, Türkiye, 90 Dak.
BluRay ve DVD’ler
Prometheus (2012)
YUNAN mitolojisinin en şanlı titanı olan ‘Prometheus’ etiketinden yeni Solaris yaratmayı amaçlayan film olan Yaratık/ Alien fenomenine doğru ve güncel bir önbölüm önerisi sunuyor. Yaratık’ın atmosferinden ziyade türün yeni milenyumdaki hakim sorusu ‘Her şey bir yaratım mı?’ üzerinden bilimkurgu harmanı oluşturan omurgasıyla dahiyane olmasa da övgüye değer bir seyirliğe açılıyor.
DVD: Özneli menü, görüntü ve ses çalışmasıyla dikkat çekici bir DVD... Film: 7 DVD: 3
Barbara (2012)
BERLİN Duvarı’nın yıkılmasına kadar uzanan süreçte Stalin’in eyaletlerinden biri olarak görülen Doğu Almanya, bir türlü bağımsız bir rejime kavuşamamıştı. Daha ziyade komünist bir yönetimin altında dayatmalarla yaşayan köleleşmiş bireylerin adresine dönüşüyordu. Hemşire Barbara da onlardan biri.
DVD: DVD ekstraları boş verip ‘film kaynağı’na odaklanması ana amaç olmuş. Film: 7 DVD: 2