Cumhuriyet tarihinin en büyük medya yolsuzluğunun fitilini, CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu ateşledi.
İnanılacak gibi değil.
Kılıçdaroğlu, CHP'li belediye başkanları ile 22 Temmuz Cumartesi günü yaptığı toplantıda bir laf etti, fondaş/tetikçi/CHP'li medya şu anda birbirini yiyor.
Kılıçdaroğlu'nun dediği şu:
"Köşe yazarları üzerinden parti içi meseleler tartıştırılıyor. Ben kimin nereden ne kadar maaş aldığını iyi biliyorum."
Üzerine ilk alınanlar Sözcü yazarı Uğur Dündar ve Habertürk'ten yeni uzaklaştırılan Fatih Altaylı oldu. Tepkileri şöyle:
Uğur Dündar: "Halk TV'ye tam 7 yıl süreyle program yaptım. Halk TV'den, gerekse CHP'li belediyelerden tek kuruş para almadım. Aldı deyip de kanıtlayamayan müfteridir, alçaktır, şerefsizdir."
Fatih Altaylı: "İftira atmak, insanları töhmet altında bırakmak namussuzluktur. Kemal Kılıçdaroğlu, birilerinden para alan gazeteciler var diyor, çık söyle."
Sosyal medyada bazı isimler üzerinden iddialar ortaya atıldı.
İddialar arasında şu da yer aldı:
"CHP Genel Merkezi, aylık maaş ödediği gazeteciler ile olan iş sözleşmelerini de feshetti! Barış Terkoğlu ve Barış Pehlivan'a her ay CHP kasasından 75 Bin TL ödendiği öğrenildi."
Bir sosyal medya hesabının iddiaları deyip geçilecek yerde, ya da savcıların harekete geçmesi beklenirken, eski çalışanları için Odatv iddiaları haberleştirme çabasına girdi.
Odatv, Barış Pehlivan ile Barış Terkoğlu'nun iddiaları yalanlamadığını öne sürdü.
Barış Pehlivan; "Odatv'nin kimlerden ne para aldığını ilk olarak Soner Bey açıklasın" dedi.
Soner Yalçın küplere bindi:
"Yıllarca Odatv'de çalışan iki dedikodu yazarını iddialarını ispat etmeye çağırıyorum. Keşke haklarındaki iddiaya net yanıt verselerdi? Yazık. Kötü yola düşmemişlerdir umarım..."
Odatv, "Kılıçdaroğlu'nun medyadaki beslemeleri açıklansın" diye haber yapınca CHP Genel Başkanı, Cumhuriyet Gazetesi'nden Murat Ağırel'in sorusunu cevaplarken şunları söyledi:
"Odatv'nin geliri nereden, onu sorun? Odatv'den Barışlar niye ayrıldı. Müyesser Yıldız niye ayrıldı. Ben de biliyorum siz de biliyorsunuz.
Odatv'nin patronu Soner Yalçın'ın tepkisi çok sert oldu:
"Demek koltuk sevdası insanı bu derece kişilik erozyonuna uğratıyor. Koca CHP Genel Başkanı dedikoducu yaşlı teyzelere benzedi..."
Olay burada kalmadı. CHP, Halk TV ile olan sözleşmesini feshetti.
Sözcü gazetesi ve televizyonundan kovulan Yılmaz Özdil, fırsatı değerlendirdi:
"Hangi kalemlere, hangi yorumculara, hangi haberlere kaç para ödendiğini de açıklayın, hangi namuslu gazetecilerin bu sözleşme karşılığında işten kovdurulduğunu da açıklayın."
Kavgaya, bir dönem Yurt Gazetesi Genel Yayın Yönetmenliği yapan gazeteci Ali Avcu da katıldı:
"Soner Yalçın! İBB ile doğrudan ilişkili şirket olan Reklam İstanbul'dan aldığın aylık 750 bin TL ne? Ben de size hodri meydan diyorum. Reklam İstanbul'dan aylık KDV dâhil 750 bin TL almadığınızı söyleyebilir misiniz?"
CHP Genel Başkan Yardımcısı Eren Erdem, başka bir bomba patlattı.
Katıldığı bir televizyon programında başka TV kanallarını da fonladıklarını itiraf etti.
CHP İstanbul Büyükşehir Belediyesi Eski Meclis Üyesi Hüseyin Sağ'dan ise parti yönetimine bir çağrı geldi: "CHP'li belediyelere kitap satan gazeteci ve yazarlar da açıklansın..."
Halk TV'nin sahibi Cafer Mahiroğlu ise Eren Erdem'i hedef aldı:
"Bu şahıs bir trol ordusu kuruyor. Youtuberlara 100-150 bin TL verip trol ordusu kuruyor."
14 Mayıs ve 28 Mayıs seçim zaferleri, medyada bir türlü yıkılmayan devlet ve millet karşıtlığını yerle bir ediyor.
CHP zihniyeti, bütün adamları ile sahneden iniyor...