Vekalet savaşı. Son yıllarda sıkça duymaya başladığımız bu kavram yakın dönemde bir tür form değiştirmiş gibi görünüyor. Peki nedir bu "vekalet" savaşı denen kavram? Alameti farikası ne ola ki bu kadar 'tercih'e mevzu bahis oluyor?
2024 yılı Nisan aynının ana gündem maddesi haline gelen İran-İsrail mevzu da bir vekalet. Hem de vekalet konusunda bir devri kapatıp yeni bir devri açacak nitelikte bir vekalet. Öyle bir değişim ki uluslararası ilişkilerde kavramların nasıl bir anda değiştiğine örnek teşkil edecek kadar ölçeği büyük.
Etimolojik olarak Arapça wakl/wukūl وكل/وكول[msd.]güvenme, güvene dayalı bir iş yükleme köküne dayalı olan vekalet kelimesinin sözlük anlamı "birine güvenmek, bir işi güvenilir birine bırakmak" olarak belirtiliyor. O halde 'vekalet' savaşı denen kavramın da bu 'güven' ve 'işi bırakmak' niteliklerini barındırması gerekir. Günümüz söylemiyle bir tür 'delege' etme durumuna işaret ediyor denilebilir. Bu kadar anlamsal derinliğinin analizinin yapıldığı kavramın dönüp dolaşıp geldiği nokta hala aynı: kim, bir işi kendisi yapmak yerine başkasına delege ediyor? Buradaki 'çıkar' ne ola ki böyle bir yol yordam tercih ediliyor?
Ortada bir 'savaş' gibi bir durum var olduğu sürece asıl kaçınılan kısmın 'maliyet' olduğu aşikar: insani, itibari, mali... Ulus devletler, Cenevre Konvansiyonu ile 'savunma' ile sınırlandırılmış şiddet kullanımını bir tür 'aşındırma' aracı olarak vekil aktörler' kullanarak 'bu işin çok yönlü 'maliyeti'nden kaçınmak amacıyla ulusal çıkarların çatıştığı noktada birbirleriyle doğrudan şiddet kullanarak mücadele etmek yerine 'örgütleri' kullanagelmişlerdi, ta ki İsrail, İran'ın Suriye'de büyükelçiliğine saldırı düzenleyinceye dek.
İşte o tarih, bu 'paradigma'nın (değerler dizisinin) değiştiği bir dönüm noktası olması hasebiyle bir 'dönüm noktası'dır. Çünkü artık 'vekil aktörler' olan örgütler değil, direkt ulus devletler birbiri üzerinde güç kullanma noktasına gelmiştir. Büyük sonuçları ortaya çıkaracak olan bu gelişme, 'pimi çekilmiş bir bomba' olma niteliği taşımaktadır.
İran ile İsrail arasındaki Nisan ayının bir numaralı gündem maddesi olan artan tansiyon da bir vekalet savaşıdır. Ancak bu kez 'devlet'ler uluslararası sistem düzeyindeki bir çatışan çıkarların sonucu olan 'büyük güç mücadelesi'nin 'vekil aktörü'dür. Çatışan çıkarların coğrafyası da Orta Doğu olunca 'vekil aktörler' de Orta Doğu'nun olağan suçlusu iki devlet İran ve İsrail olması da kaçınılmazdır. Kim mi bu 'bir işi güvenilir birine bırakan-emanet eden' güç mücadelesine girenler, tabii ki uluslararası sistem düzeyindeki olağan şüpheliler Amerika Birleşik Devletleri ve Çin.
'Vekil aktör'lerin uluslararası ilişkiler literatüründe modern aktörler olan örgütlerden geleneksel olarak tabir edilen devletlere doğru yönelmesi, uluslararası sistem düzeyindeki 'büyük güç mücadelesi'nde ne yazık ki yeni bir aşamaya geçildiğini gösterirken uluslararası sistem düzeyinde 'büyük güçler'in vekil aktör olarak devletlere yönelmesini gerektirecek kadar büyük ve mühim çatışan çıkarları ne ola ki sorusunun cevabı ise bir sonraki yazının konusu.