Gezegenin tamamının savaş alanına döndüğü riskli bir süreçten geçiyoruz. İttifakların stratejik değerini kaybettiği, taktik birlikteliklerin ahlaksız ve kuralsız olduğu bir dünya bu...
Tekrar ediyorum, medya ve sosyal medya, günümüzün vekalet savaşlarının ön cephesidir. Bu cephede kaybeden toplum, kararlılığını kaybeder.
Vekalet Savaşı’nı, dünyaya meydan okuma olarak düzenleyen üst aklın ana stratejisine 2 türlü cevap verme seçeneğiniz var: Ya, Fransa gibi medyaya dönük önlemlerinizle sosyal bağışıklık sisteminizi güçlendirerek, ekonominize dönük dış saldırıların bariyerlerinizi oluşturacaksınız, bunun karşılığında üst akıl başkentinizde katliamlar yaptıracak...
Ya da Rusya gibi askeri gücünüzü saldırgan politikayla sergileyip karşı cepheyi geri adım atmaya zorlayacaksınız, Ukrayna, Baltıklar ve Doğu Avrupa’dan sonra NATO üyesi olmayan Moldova’da da Amerikan askerinin postalını göreceksiniz...
Türkiye’nin zorluğu yüksektir, çünkü karşısında en az kendisi kadar kararlı küresel güçler var.
Sansüre savrulmak büyük hatadır
Medyanın etkin odaklarının ve sosyal medyadaki trol ordularının Velaket Savaşı’nın 5’inci kolu olarak hizmet etmesine karşılık sansürcü uygulamalara yönelmek, savaşı çıkartıp zorlayan üst akıl için beklenilen hatadır. Üst akıl, müdahaleci devlet anlayışının güvenlikçi zeminde ortaya çıkmasını ve toplumun bağışıklık sistemini “fısıltı gazetesi” ile çökertmeyi planlamaktadır. Fikir ve ifade özgürlüğünün sınırlarının genişlediği, buna karşılık, medyadaki 5’inci kol faaliyetlerine derhal yanıtların verildiği zorlu bir mücadele bu... Sosyal medyada ortaya atılan herhangi bir iddianın 10-30 dakika içinde yapılacak tutarlı açıklamalarla rafa kaldırıldığı, manşetlerin, üzerinden 24 saat geçmeden gerçek yüzünün aydınlatıldığı yoğun beyin emeği isteyen bir çabadan söz ediyorum.
Aşil’in topuğu: Piyasalar
Küresel piyasalarda yaşanılan (yaşatılan?) gerginliğin önce Rus, Brezilya, Hindistan ulusal para birimlerini vurması, serpintisinin “piyasaların ateşi yükseldi” manşetleriyle Türkiye’ye uzanması bir tesadüf olabilir mi, hayır!..
Çünkü adına piyasa dediğimiz ama büyük aktörlerinin adını-sanını bile bilmediğimiz o mekanizma aynı zamanda Vekalet Savaşı’nın arka bahçesi görevini üstleniyor.
Hedefteki ülkeyi, ön cephe medya üzerinden sarsabilirsiniz, piyasalarda yaratacağınız deprem, arka cepheyi dağıtacaktır.
“Liberal ekonomi-küresel entegrasyon-paranın serbest dolaşımı” gibi slogan ifadelerle toplumların ulusal gücünün ana zeminini oluşturan ekonomilerin hedef alınmasının kolaylaştırıldığı açık gerçektir. Ekran üzerinden dolaşan trilyon Dolar’lık fonların bu hareketlerini “kar marjinilazsyonu” olarak tarif ediyor ekonomistler ama günü geldiğinde hangi stratejik hedefler doğrultusunda hareket edebileceklerine ilişkin hiç bir ipucu vermiyorlar.
Yunan mitolojisindeki gibi topuğundan tutulup kutsal suyla ölümsüzleştirilen Aşil’in yara alabileceği tek yeri, yani topuğu, karşımıza “piyasalar” kavramı içinde çıkıyor.
Ulusal güç piyasa tedbiri almalı
Vekalet Savaşı’nda medya/sosyal medya, virüsün bedendeki yolculuğuna zemin yaratır, piyasalarda yapılacak oyunlar, o virüsün bağışıklık sisteminin yok etmesine ve hastalığın ölümcül hale gelmesine neden olur!..
Ulusal ekonomi kavramı artık Yerli Mallar Haftası değil, ulusal ekonomi kurumlarının piyasalarda teyakkuz halini korumasıdır.
Bu nedenle, küresel güçlerin özerkliğini dikte ettirdiği Merkez Bankası’nın yapısı korunsa bile çalışma/istişare mekanizmalarının yeniden ele alınması gereklidir.
Silahlı Kuvvetleri’niz, nasıl özerk olamazsa, Vekalet Savaşı çağında Merkez Bankası, borsa yönetimleri, altın/döviz piyasaları, finansal kurumlar küresel güçlerin adımlarına tepki göstermekle yetinen değil, ulusal irade/bağışıklık sisteminin hedefleri doğrultusunda erken önlemler alan yapılar olmak zorundadır.
İşin bir de MİT’in “ekonomik istihbaratta uzman” biriminin yapılanması ve çalışma zeminiyle ilgili yönü de vardır.
Emperyalist işbirlikçisinin TSK’ya kumpas kurduğu, ordu çökertmeye çalıştığı, hatta hukuku kullanarak darbe planladığı bir dünyada, ben nereden bileceğim piyasalarda oyunu çevirenin kim olduğunu?..