"Veda, bir memleket, bir de evlat”... 30 Ağustos tarihli Star gazetesinde bu başlıkla yayınlanan yazımın 2007 yılından bu yana bir parçası olduğum bu gruptaki son yazım olduğunu sanıyordum. Siz kıymetli okurlarımıza ve memlekete vedamı yazmaya çalışmıştım. Ama hayat planladığınız, kurguladığınız gibi gitmiyor. Siz planlar yaparken, bazen alınyazınız, yazgınız her şeyin önüne geçiyor. Allah’ın sizin için takdir ettiği yolu izliyorsunuz... Size ise bazen şaşkınlık ve hayranlıkla ama mutlaka tevekkülle olanı biteni izlemek düşüyor. Bazen ise akan sular duruyor, yüreğinizin sesini dinliyorsunuz.
ES Medya Yönetim Kurulu Başkanı Ethem Sancak’ın teklifiyle gazetemdeki yazılarıma kaldığım yerden devam edeceğim. Bundan böyle haftada iki gün burada sizlerle buluşacağız. Bekleriz efendim.
Dünyanın kuruyan dudakları
Hafta içinde Ankara’da düzenlenen Birleşmiş Milletler Çölleşme konferansı, oldukça ilginç oturumlara evsahipliği yaptı. Ancak konuşulan konu varlık değil, kıtlık ve kuraklık olduğu için alışıldık medya ilgisini yakalayamadı. Dünyada 1.2 milyar insanı ilgilendiren bir yönü var çölleşme fenomeninin. Çölleşme ve kuraklık için “Modern çağın vebası” benzetmesini yakıştırdım toplantılar sırasında. Evet modern zamanların vebası benzetmesi tam da karşı karşıya olunan afeti anlatıyor. Zengin ülkelerin değil, fakir ülkelerin derdi dünyanın kuruyan dudakları ve çatlayan derisi... Susuzluktan boğazı kuruyan insanlar yarımkürenin kuzeyinde yaşamadığı için daha çok Afrika ülkelerinin ilgisiyle sınırlı kaldı çölleşme toplantısı.
Bu konferansın üst düzey oturumlarından “Kuraklığın etkisini azaltma” yuvarlak masa toplantısını moderatör olarak yönetme imkanım oldu. Soruları ve yuvarlak masanın gidişatını BM Sekretaryası ile birlikte belirlemiştik ve belirlenen çerçevenin dışına çıkılmaması rica edilmişti. Ama sormadan duramadım yine de...
Sanayileşmiş ülkeler neredeydi? Tanzanya, Zimbabve, Eritre, El Salvador, Sudan, Namibya... Haritada yerini zor bulacağımız Afrika ve Güney Amerika ülkelerinin temsilcileri oradaydılar ancak Batı adına numunelik olarak Avrupa Birliği ve BM temsilcisinin yanısıra Dünya Meteoroloji Örgütü başkanı oturuyordu masada... Oysa iklim değişikliği, kuraklık ve çölleşmenin bir numaralı sorumlusu sanayileşmiş vahşi dünyanın zengin ülkeleriydi.
Dünyanın kuruyan derisi ve çatlamış dudakları nedeniyle sesi zor çıkan bölgeleri binlerce göçmen verirken ve binlerce göçmenin önemli bir kısmı varış noktasına ulaşamadan yarı yolda sulara gömülürken, alarm zilleri her zamankinden daha fazla çalıyordu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, konferansın açılışında yaptığı konuşmada altını çizdiği gibi, vicdanlar körleşirken, toprağın çölleşmesini önlemek mümkün görünmüyordu.