Beşiktaş şampiyonluk umudunu da kendisi yarattı, o umudu üç hafta içinde çöpe atan da kendisi oldu. Otuzuncu haftada hâlâ şampiyonluk beklentisi içinde olan Beşiktaşlı, 33. haftada 10 puan geri kalmanın şaşkınlığına düştü! Bu durumdaki taraftar, artık TFF priminden öte bir kazancı olmayacak maça itibar etmedi. Beşiktaş’ın varlıkları ile ilk onbire çoğunlukla güç katan birçok ünlü oyuncusu da yoktu dün. Hocası havlu atmış, “artık beni Beşiktaş’ta çalıştırmazlar” demişti. Ancak bunlara karşın sahada futbol iştahı olan bir Beşiktaş izledik! Ama yalnız ilk yarıda.
İlk devredeki iştah çok iyi futbol üretmedi. Beşiktaş’ın biraz tempolu olması, yarışma konsantrasyonunu yitirmiş Gençlerbirliği’nden daha önde görünmesine yetti.
Beşiktaş’ta öndeki adamlar farklı olsa da önde yapılması gerekenler daha iyi bir çizgide gerçekleştirilemedi. Beşiktaş’ın, daha çok ligin ikinci yarısında ortaya çıkan sorunu, hücumda çabuk olamayışı, set oyununu kurduktan sonra yaratıcılık gösteremeyişi ve yavaş öne çıkıştan ötürü yerleşmiş rakibi açacak bir silah geliştirememesiydi. Dünkü biraz tempolu Beşiktaş’ın da sorunu, nedeni değişik olsa da yaklaşık böyleydi. Bu kez yavaş hücumdan değil, beceri düzeyinin düşük olmasından yeterli kaliteyi yakalayamadı.
G.Birliği ikinci yarıda tempo artırdığında Beşiktaş hücumdaki etkinliğini de yitirdi. Mustafa ve Cenk Tosun için önemli fırsattı bu maç. İyi kullanamadılar. Cenk’in iyi bir gol vuruşu oldu, o kadar. Dün Opare’den umudumu kestim. Meziyetleri var, ama onları kullanma kararsızlığı çekiyor. Pasif kalıyor.
Ve hakem Yunus Yıldırım: Kolay kolay penaltı vermemesiyle ünlü Yıldırım, artık hiç penaltı vermeyecek. Dünkü son maçıydı. Yaşı geldi, emekli oldu. Kimi hakemler gibi yorumcu olacak mı bilmem. Olmasını isterim, penaltı yorumlarını merak ettiğim için...