Günlerdir süren yoğun bir seçim kampanyası. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ı sadece bir köşeden izlerken bile temposuna inanamıyorsunuz.
Ve sonunda büyük gün geliyor. 24 Haziran Cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği seçimleri için sandık başına gidiliyor. Ankara’da kullandım oyumu. Oy kullanmadan önceki haftam önce il ziyaretlerinin dördünü, son iki günüm de Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın İstanbul’daki ilçe mitinglerini izleyerek geçmişti. Son olarak Eyüp’te düzenlenen mitingin ardından Eyüp Sultan Türbesi’ne girdi ve dua etti. Mitingin başladığı makamda bitirmiş oldu uzun maratonu, bir başka ifadeyle.
Ve seçim günü sandıkların açılmaya başlandığı ilk saat içinde belli olan zaferin getirdiği mutluluk.
Bir gece öncesinde heyecandan uyuyamayan milyonlar gibiydim ben de. Ertesi gün zorlu bir sınava hazırlanırsınız ya.
Kolay değil, önemli bir sistem değişikliği gerçekleşecek.
Yedi düvel birleşmiş. Tek dertleri, Recep Tayyip Erdoğan’ı devirmek.
Ve ilmek ilmek örerek devam eden bir seçim kampanya süreci.
Sandıklar açıldıkça coşku artıyor. Soluğu Ak Parti Genel Merkezi’nde alıyorum. Kalabalık toplanmaya başlamış.
Seçim sonuçları netleşince, İstanbul’dan dönecek olan Cumhurbaşkanı’nı karşılamak üzere havalimanına doğru yola koyuluyoruz. Ve o üzücü kaza haberi. Küçük bir çocuğun ayağı bariyerlere sıkışıyor ve acilen hastaneye kaldırılıyor. Hastaneye bizzat gidip, kaza geçiren minik çocuk ile ilgilenen Cumhurbaşkanı, önce Ankara’ya gelişini erteliyor. Ardından kısa bir süre sonra, yeniden Ankara’ya doğru yola çıkılıyor. Bu arada saat 02.00’yi gösteriyor. Havalimanı yolu adeta yıkılıyor coşkudan. Uçağın gelmesiyle karşılamaya gelenler coşkuyla Türkiye’nin ilk başkanını karşılıyorlar.
Ve konvoy halinde hareket ediliyor. Ak Parti Genel Merkezi’nde bekleyen kalabalık iyice artmış. Ama onun aklı küçük çocukta.
Türkiye tarihinin en önemli seçimi, rakiplerinin onu alt etmek için yapmadıklarını bırakmadıkları bir yarışın zafer gecesinde aklı İstanbul’da.
Tabi bu süre zarfında sosyal medyada şizofrence tevatürler dönüyor. Önce iptal edilip, sonra yeniden Ankara’ya gelme kararının alınmasıyla ilgili saçma sapan yorumlar yapılıyor sosyal medyada. Ama sadece sosyal medyada... Sokaktaki insanın o deli saçması yorumlardan haberi bile yok.
Oysa o kazadan dolayı canı yanan bir baba, bir dede olduğunu unutuyorlar. Cumhurbaşkanı’nın insanlara dokunan yönünü görmek istemedikleri için es geçiyorlar o hassasiyeti.
Ve balkon konuşması... Coşkulu, ama bir o kadar da sonuçların analizini es geçmeyen bir konuşma yapıyor Cumhurbaşkanı.
Sabahın ilk ışıklarına kadar biz de bu heyecana eşlik ediyoruz.
Vekiller, bakanlar, teşkilat mensupları, partililer, vatandaşlar… O mutluluğa tanık olmak hayatın not defterine kaydettiğiniz önemli anlardan.
Yedi düvelin yıkmaya çalıştığı çalışkan, dava adamı, baba, lider zorlu bir süreçten muzaffer olarak çıkmış oluyor Ankara’da şafağa dönen o zafer gecesinde.