CHP ve MHP’nin sadece seslendirmesinde rol aldığı ‘çatı’ aday oyunuyla ilgili tartışmaya devam edelim. İsteyen istediği kadar alınabilir. Bu iki siyasi partinin, Ekmeleddin İhsanoğlu’nun adaylığı konusundaki katkısı, kesinlikle ilan etmenin ötesinde değil. Varsa mesela parti içinde hangi zeminlerde ve ne zaman bu konuyu tartıştıklarını kamuoyuna açıklasınlar.
Özellikle bir medya grubundaki yazarların meseleyi getirip bir ‘nezaket’ ve ‘nezahet’ zemininde tartışma gayretlerine gülmemek elde değil. Biz sizi de biliyoruz, bu işleri kimlerle oturup nasıl şekillendirdiğinizi de. Bu ülkenin insanlarına, değerlerine karşı gösterdiğiniz ‘vandal’ca tavırları unutmuş filan da değiliz. Nezaketiniz de, İstanbul’un seçkin mekanlarında, ofislerinde kadehler eşliğinde yoğurduğunuz düşünceleriniz de sizin olsun.
Bu topraklara ait değilsiniz. Bizden devşirdiğiniz soytarıların sözüne kanıp kendinizi sahnenin sahibi filan sanmayın sakın. Kuklasınız, o kadar! İpiniz kimin elinde diye merak da etmiyoruz, çünkü ipliğiniz pazara çıkalı çok oldu.
***
Türkiye, yaklaşık bir asır önce tarihin en önemli kurtuluş mücadelelerinden birini verdi. Ancak bu durum devamında siyasi merkezin İslam’a olan mesafesini, soğukluğunu ve devlet aklını yabancı kodlarla şekillendirmesini engelleyemedi ne yazık ki.
Sebep şudur, şartlar budur. Dünya öyle kuruluyordu, işler böyle yürüyordu. İstediğiniz mazereti öne sürebilirsiniz. Lakin bunlar, kuruluş döneminden bir süre sonra devlet aklının milletine tümüyle yabancılaştığı gerçeğini değiştirmez.
Sonrasında başımıza bela olan, darbelerle, Yassıada’daki aşağılık cinayetlerle başımıza bela olan işte bu akıldır. Onu taşıyan yüksek bürokrasidir. Uzantısı olan sermayedir ve onun da kuyruğu olan medyadır.
Bu aklın kodlarını anlamaya çalışırken belli kavramlar, tanımlar ya da ifadeler kullanıyoruz. Kraliyet diyoruz, Londra diyoruz vs. Bunları anlamak için kullandığımız sembollerin nereyi nasıl kuşattığı üzerinde daha fazla durmak gerekiyor.
Mutlaka kayıtlı ve sicil numaralı olmanız gerekmiyor. Cebinizde pasaportunu taşımanız da şart değil. Aslolan zihin kodlarınız ve elbette meşrebinizdir. Gayet açık ifade edelim. Bugün Türkiye’de uluslararası karşılığı olan bir operasyon tezgahlanmaktadır. Bunun bizzat muhafazakar-dindar diye tarif ettiğimiz alanda zihinsel karşılığı vardır. Buna gönüllü olarak hizmet eden ana aktörlerin yanı sıra, sadece sıradan çıkar ilişkileri için bu şemsiye altına girmek isteyenler vardır.
***
Ekmeleddin İhsanoğlu operasyonu, Türkiye’nin yakın dönemdeki yükselişine çekilmiş bir ‘şah’ hamlesidir. (Kendinize ‘şah’ çektirecek kadar savunmasız kalmanızı da ayrıca tartışmak gerekiyor maalesef.) Bu hamleyi yapanlar, öyle CHP-MHP zemininde filan değil, bizzat AK Parti’nin siyaseten hükmettiği alanda at koşturmaktadır. Kimse buraya kaçak bina dikemez, kimse bizim bahçemize giremez rahatlığını bir kenara bırakıp, operasyonun kodlarını doğru okuma vaktidir.
Önce Londra’ya bakalım. Tamam. Sonra bu zihnin yakın coğrafyamızda, Riyad ve Körfez ekseninde, özellikle de sermayesinde bulduğu karşılığı, devamında ise Türkiye’deki zihin ortaklarını bir kenara yazalım. Merkez Bankası tartışmalarını unutmayalım. Üstüne bir de IŞİD operasyonu yazarsak manzara daha da netleşir.
Tayyip Erdoğan ne yaptı? Çok açık. Mısır’da Sisi üzerinden tanımlanan ve İslam dünyasına ilan edilen/dayatılan yeni modele hayır dedi ve şu ana kadar da bu duruşunu korudu. İşte doğru anlamanın formülü. Sisi’ye sesi çıkmayanların listesini yaparsak, karşımızdaki operasyonu ve aktörlerini daha iyi anlamış oluruz.
Gördünüz mü ne kadar kolay!