Bir seçim daha geride kaldı ve cumhur tercihini yaptı: Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye cumhuriyetinin halk oyuyla seçilen ilk cumhurbaşkanı.
Bu Tayyip Erdoğan’ın kazandığı dokuzuncu seçim. 2002 yılından itibaren referandumlar dahil girdiği bütün seçimleri tahminlerin üzerinde oylarla kazandı.
İki muhalefet partisinin yanı sıra çok sayıda partinin desteği ile ‘çatı aday’ olarak ilan edilen Ekmeleddin İhsanoğlu, bu desteğin bir önceki seçimde aldığı oranların bile çok gerisinde kaldı. Dolayısıyla siyasi hayatımızda rakibimiz kazanmasın da ne olursa olsun adına kurgulanmış bir ‘proje’ daha iflas etti.
Seçimlerde oylarını yükselten Selahattin Demirtaş’ı ayrıca konuşmak gerekir. Ancak çatı adaydan savrulan oyların bir kısmını almış görünüyor. Ancak bu oylar üzerinden Demirtaş’ın mensubu olduğu siyasi hare-ket üzerinden değerlendirme yapmak için hayli erken. Zira artan oyların İhsanoğlu’na tepki mi yoksa Demirtaş’a sahici bir destek mi olduğunu ölçmek kolay değil.
Bu seçimlerin belki de altı çizilmesi gereken en önemli başarısızlıklarından birisi, yurtdışında yaşayan vatandaşlarımızın sandığa gidebilmesi noktasında yaşandı. Milyonlarca vatandaşımız oy kullanamadı. Bu durumun bir sonraki seçimler öncesinde acilen ele alınması gerekiyor.
***
Her ilk, pek çok yeniliği beraberinde getirir. Siyasi sistemi, daha geniş bir ifadeyle bütün siyasi mimariyi değiştirecek bir sonuç alındı dün gece. Belki çoğumuzun şu anda aklından bile geçmeyecek gelişmeler, sürprizler, ataklar, karşı ataklar ve ittifaklar çıkacak önümüzdeki dönemde.
Cumhurbaşkanlığı artık sembolik bir makam değil. Kesinlikle icra makamı ve yaklaşık oniki yıldır iktidarda olan Tayyip Erdoğan, böyle bir model için en uygun isim.
Ancak bundan sonrasında bizi son derece sıcak bir gündem bekliyor. Siyaseten bugüne kadar açık biçimde Erdoğan’a muhalefet etmemiş kesimler, önce havayı yoklayacaklar. Ardından da bir yol haritasıyla yeni dönemde var olmanın yollarını arayacaklar. Bugün fısıltıyla konuştuğumuz bu tür arayış ve çabalar, kısa süre sonra ete kemiğe bürünecek.
Erdoğan, kuşkusuz bu tür arayışların farkında. Sadece şu ana kadar temel stratejisini bunları hesaba katarak oluşturmadı ve bu da kendisine daha geniş bir manevra alanı oluşturdu. Neredeyse lise yıllarından bu yana teşkilat kültürü ile büyümüş bir liderin, siyasetin asıl belirleyicisi olan dinamikler üzerinden hareket etmesi kuşkusuz çok önemli bir tercih.
Peki bundan sonrası nasıl şekillenecek? Yani Erdoğan bu süreci nasıl yönetecek? Kim başbakan ve genel başkan olacak? Bu tercihlerle birlikte 2015’te yapılması beklenen seçimler hangi tarihte gerçekleşecek?
Tayyip Erdoğan, neresinden bakarsanız bakın yine muazzam bir başarı kazandı. Kuşkusuz bu başarı onun yeni dönemi inşa etmesinin altyapısını da oluşturacak. Ancak kendisine karşı uzun zamandır operasyonlar yapan çevrelerin, bu sonucun ardından hemen geri çekilip durumu kabulleneceğini düşünmek fazlaca iyimserlik olur.
Bu daha başlangıç. Bizi çok farklı, sürprizlere gebe bir dönem bekliyor. Ama milletin 30 Mart 2014’ün hemen ardından 10 Ağustos’da bir kez daha yaptığı tercihi, karanlık köşelerde ipleri birbirine bağlayarak aşmak isteyenler, bir kez daha başarısız olacak.