AK Parti İstanbul Milletvekili Serkan Bayram'ın hayat hikayesinin anlatıldığı "Buğday Tanesi" adlı filmin İstanbul'daki galasına gitmek nasip olmamıştı ama Çarşamba günü Ankara'da yapılan galaya katılmak nasip oldu.
Erzincan doğumlu olan Bayram'ın bebekken buğday tarlasında çıkan yangında vücudunun büyük bölümünde kalıcı yanıklar oluşur ve ellerini kaybeder. Filmin adı ve hikâyesi bu elim hâdiseden.
Serkan Bayram başına gelen elim hâdiseyi engel olarak görmemiş ve sabır ve azimle engelleri aşmış. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ni bitiren Bayram, Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Fakültesi'nde yüksek lisans, Maltepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Özel Hukuk Ana Bilim Dalı Ticaret Hukuku Bölümü'nde de doktora yapmış.
Ak Parti'de siyasete atılan Serkan Bayram partinin çeşitli kademelerinde görev yaptıktan sonra 2015 seçimlerinde Erzincan milletvekili, 2018'de de İstanbul milletvekili seçildi. Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde de aktif siyaset yürüten Bayram, özellikle engelli vatandaşlarımızın engelsiz bir hayat sürmesi için gerekli kanunların hazırlanmasına öncülük ediyor. Bayram bu hususta verdiği mücadeleyi şu sözlerle anlatıyor: "Hukuk fakültesini bitirdikten sonra hâkim ve savcı olmak için girdiğim sınavda yüksek puan almama rağmen engelim nedeniyle elendim. Yirmili yaşlarda hayata tutunmaya çalışırken bu durum zoruma gitti. Ama mücadeleyi bırakmadım. Yüksek lisans sonrasında doktoraya devam ettim. Önce Erzincan sonrasında İstanbul'dan vekillik nasip oldu. Ve yargı paketinde ilgili maddeyi değiştirdik. Ankara'da ilgili maddenin değişmesi amacıyla altı ay mücadele ettim. Devlet elle ayakla yönetilmez. Devlet düşünceyle, beyinle yönetilir. Peygamberimiz dahi Yemen'e bir engelli sahabe atamıştır. Bunları iyi anlamak etmek gereklidir."
"Buğday Tanesi" işte bu başarılı hayatı beyaz perdeye aktararak engelli veya değil insanlara karşılarına çıkan zorlukları bir sıçrama taşı olarak görmelerini amaç edinmiş. Filmi beraber izlediğimiz arkadaşlarımızla ortak kanaatimiz, film gayesine ulaşmış.
Bir engeli olmadan yaşayan fertler olarak hayatın tabi akışı içerisinde engelli insanlarımızın yaşadığı zorluklar pek de aklımıza gelmiyor. Aklımıza gelmediği şuradan belli ki kaldırımlara arabalarımızı park edebiliyoruz; şuuru yerinde bir kişi kaldırımlara park edebilir mi? Ancak şuur ve vicdandan yana körlerin yapabileceği bir rezillik!
"Buğday Tanesi" türü filmler hem hakiki mânâda engelli kardeşlerimize umut olurken hem de bir üst paragrafta bahsettiğim şuur ve vicdandan yana körlerin gözlerini de açacaktır ve toplumsal körleşmeyi engelleyecektir.
Film hakkında Serkan Bayram şunları söylüyor: "Yirmi yıldır hükümetimiz engelliler konusunda çok büyük yol aldı. Ancak bu film sayesinde artık kamuda engelli vali, belediye başkanı, büyükelçi göreceğiz. Hayatın her alanında toplumumuzu temsil eden, dertlerine derman olan engelli vatandaşlarımızı göreceğiz. Niyetimiz de akıbetimiz de hayırdır. Bu yola çıkarken gönlümüzü koyduk, inşallah başarıya da ulaşacağız."
"Yere düştüğünde değil, vazgeçtiğinde kaybedersin" mottosuyla sinemalarda gösterime giren "Buğday Tanesi" Türkiye'de 400 sinema salonunda ve ayrıca 6 ülkede gösterilecek.
Filmin geliriyle de İstanbul'da engelli yaşam kültür merkezi yapılacak.