15 Temmuz işgal girişiminin terörist eylemleri hükümeti köklü birtakım değişiklikler yapmaya mecbur bıraktı.
Bu cümleden olmak üzere çıkarılan kanun hükmündeki kararnamelerle hem devletin bağırsakları temizleniyor hem de gelecekteki kirlenmeleri önleyecek tedbirler alınıyor.
Dün resmi gazetede yayınlanan son kararname, askeri okulların kapatılması milli savunma üniversitesinin kurulması gibi muhtemel kirlenmelere karşı fevkalade isabetli radikal kararlar alındığını gösteriyor.
Kabul etmek gerekir ki hükümet bu krizi başarıyla yönetiyor.
***
Vatanperver subayları tenzih ederek belirtmeliyiz ki, subaylarımızın çoğu milletten ve milli manevi değerlerden uzak olarak hayat sürüyor ve ülkenin en müreffeh kesimin oluşturmasına rağmen maalesef darbe girişimleri de hep ordudan çıkıyor!
Subaylarımızın yetişme tarzı ve hayatını idame ettirdiği ortam maalesef milletten ve milletin değerlerinden kopuk.
Bu durum hem aldıkları eğitimin hem de sürdürdükleri hayat biçiminin bir sonucu.
***
Askeri okulların kapatılması ve askeri eğitimde yeni bir dönemin başlangıcı subaylarımızı milletle buluşturması açısından son derece önemli.
FETÖ’nün işgaline uğradığı anlaşılan okulların kapatılması uygulamasına daha önce polis okullarında da başvuruldu. FETÖ üyelerinin emniyetten büyük oranda temizlenmesi sonucudur ki, 15 Temmuz işgal hareketini başarısız kılmada polisimiz son derece önemli bir rol oynamıştır.
Jandarmanın askeri sınıf olmaktan çıkarılması sivil iradeyi güçlendirme istikametinde atılmış bir başka isabetli adımdır.
***
Tabii askeri okulların kapatılması FETÖ benzeri örgütlerin ve görüşlerin subaylar arasında revaç bulmayacağı anlamına gelmez.
Subaylarımızın yetiştirileceği yeni kurumlarda iki ders üzerinde önemle durulmalıdır.
Birincisi subaylarımızın demokrasi ve insan hakları konusunda bilinçlendirilmesidir.
Ordunun milletin ordusu olduğu ve milli iradenin silahlı gücü olduğu bilinci yerleştirilmelidir. Asker millete silah çevirmenin, parlamentoyu ve hükümet kurumlarını bombalamanın ne denli büyük bir ihanet olduğunu bilmelidir!
***
İkincisi subayımıza ve askerimize mutlaka sahih İslam dersi verilmeli ve sapkın inançlara karşı korunaklı hale getirilmelidir.
Kahir ekseriyeti Müslüman olan bu ülkede kimi sapkın inançlar istemesek de birilerine etkisi altına alabilir.
Bugün FETÖ’nün şerrinden koruduk diyelim, yarın başka bir sapık inancın askerimizi etkilememesi için kimsenin bir teminatı yok. Teminat doğru bilgidir, askerimize mutlaka sahih İslam inancı detaylarıyla öğretilmelidir.
Kendini İsa Mesih ya da Mehdi ilan eden veya Kutup olduğunu zanneden çok sayıda sapık adamın şerrinden insanımızı dolayısıyla subayımızı da ancak doğru bilgi ile koruyabiliriz.
En etkili tedbir, bütün okullarımızda ve tabii ki asker ve subay yetiştiren kurumlarda sahih İslam inancını öğretmektir.
Bu eğitim bu milletin birliğinin beraberliğinin ve istikrarının en önemli garantilerinden biridir.
***
AK Parti iktidar olduğunda lojmanları satacağını ilan etmiş, ilk iş olarak da milletvekili lojmanları satılmıştı. Devamı gelmedi.
Kimi subaylarımızın halktan kopuk olmasının bir sebebi de askeri lojmanlarda halka kapalı bir hayat sürdürmeleridir.
Güvenlik sorunu olan bölgeler haricinde bütün askeri lojmanlar satılmalı ve subaylarımız milletin arasında ikamet etmeli ve onların bir parçası olmalıdır.
Onlarla gülüp oynayabilmeli, onlarla üzülüp ağlayabilmeli, onlarla maç seyredip onlarla camide saf tutmalıdır.
Ordu milletin ordusudur, ordu milletin içinden çıkar, millet ordu içinden çıkmaz.
Milletin orduya sadakati değil, ordunun millete sadakati esastır.
Ordu milletine sadık olduğunda Peygamber ocağıdır, göz bebeğidir, milletine silah doğrulttuğunda 15 Temmuzdur!
(Halkıyla barışık vatanperver subaylarımız bu değerlendirmenin dışındadır. RT)