Televizyonların ana haberleri ile ilgili vasatlığı bu köşede birkaç kez dile getirmiştim. Her yazdığımda da uzun süre bu konuda yazmayayım diye içimden geçiriyorum. Ancak öyle şeyler görüyorum ki ekranlarda dayanamayıp bir kez daha klavyeye sarılıyorum.
Geçtiğimiz hafta yine çok fecaat bir haberle karşılaştım. Haberin hangi kanalda yayınlandığını söylemek istemiyorum. Zaten bu tip haber yapan televizyon belli.
Haber başından sonuna kadar tam anlamıyla bir skandal. Bir mahallede iki akraba kadının anlaşmazlığı haber olarak görülmüş. Dünür olan iki kadın laf kavgası yapmış. Haberde iki dünürün anlaşmazlığının ötesinde hiçbir şey yok. Ancak cevval muhabirimiz hemen olay yerine gitmiş! Bir o dünüre mikrofon uzatıyor bir diğer dünüre! Bir dünür aşağıda diğer dünür ikinci katta. O ona hakaret ediyor diğeri ona. Bu tartışmaların aralarına muhabir anonsları da SOS olarak katılmış. İki dünürün görüntülerinden kafalar özel olarak alınıp grafiklendirilmiş. Ara ara iki kafa ekranda görünüyor. Ekran açısından tam bir ucube. Sanırsınız dünyanın en önemli gelişmesi iki dünürün anlaşamıyor olması.
Televizyon haberciliği adına utanç verici bir tarz ve üslupla yapılmış haber. Bir televizyon haberinde olmaması gereken herşey bu haberde var.
Peki bunların hepsi neden yapılıyor: Reyting. Evet, bu yapılanlar reyting uğruna.
Reha Muhtar yıllar önce televizyon haberciliğini bıraktı. Muhtemelen 20’li yaşlarında olanlar kim olduğunu bile bilmez ama onun öğrencileri maalesef bu vasatlığın müsebbibi. Çünkü haber merkezlerini yönetenlerin çoğu hala o kafada ya da onun yetiştirdikleri.
Reha Muhtar, son derece donanımlı bir haberciydi. Vasatlığı bilinçli olarak tercih ediyordu. Yani onun bir stratejisi vardı. Onu taklit edenlerse tamamen başka bir bakış açısı getiremedikleri için bunu yapıyor.
Haber merkezini yönetenler en azından kitap karıştırmış, dünyayı, siyaseti, dış politikayı bilen birileri olmalı. Yoksa gazetecilik hayatı boyunca sadece İstanbul’daki polis-adliye haberleri takip etmiş kişilerin yönettiği haber merkezlerinden ancak böyle işler çıkar. Seyirciye de mesleğe de haksızlık.
Önemli bir şeyi vurgulayıp noktalayayım. Yanlış anlaşılmasın ben reyting kaygısı olmasın görüşünde değilim.
Sonuçta hepimiz yaptığımız haberlerin mümkün olduğu kadar geniş kitlelere ulaşmasını isteriz. Ama bunu yaparken lütfen kolaycılığa kaçmayalım. Haberciliğin kalitesinden ödün vermeyelim. Bu millet kaliteli haberi hakkediyor!