Ne üzülmesini biliyoruz ne sevinmesini. Bir kısmımız kanlı gözyaşları dökerken diğerleri ithal eğlenceliklerin peşinde koşuyor.
Filistin'de Gazzeli kardeşlerimizin yirmi beş gündür yaşadıkları, yürek burkucu. Bombaların altında can veren çocuklar, hastanelerin bombalanması sonucu yaşanan dramlar hepimizin vicdanını sızlatıyor.
Filistinli yiğit kardeşlerimizin acılarıyla yatıyor acılarıyla kalkıyoruz.
Terör örgütü İsrail'in, yapmış olduğu soykırıma son vermesini ve yaşanan acıların sona ermesini dört gözle bekliyoruz. Ama ne yazık ki sadece beklemekle kalıyoruz.
Yazılı, görsel ve sosyal medyadan Filistin'deki gelişmeleri an be an takip etmeye çalışıyoruz.
Yaşanan dramlar karşısında kanlı gözyaşları dökerken, bir taraftan da bu acı günlerle bağdaşmayan görüntülerle karşılaşıyoruz.
Bir özenti olarak Amerika'dan ithal ettiğimiz kültürel erozyon örneği "Cadılar Bayramı" bu yıl da bütün hızıyla kutlanıyor.
Belki bu yıl yaşanan acılar; depremler, sel ve terör örgütü İsrail'in soykırımı bu ithal şirk eğlencesini unutturur diye düşünürken, yine adeta gözümüze sokulurcasına gündemimize geldi.
Bizimle uzaktan yakından alakası bulunmayan, bize zerre kadar katkısı olmayan ve olmayacak olan bu şirk eğlencesi korkarım bundan sonraki yıllarda yılbaşı, Noel gibi "geleneksel!" kutlamalarımız arasına girecek!
Kültür emperyalizmi ülkemizdeki geleneksel güzelliklerimizin canına kastedip yerine Batı'nın şirk ritüellerini boca ediyor.
Bu ithal şirk eğlencesi hakkında çok şey söylenebilir, ama bari bunu Filistin'de çocuklar bombaların altında can verirken yapmasaydınız!
Ne olurdu bu yıl cadılık yapmasaydınız bir şeyiniz mi eksik kalırdı, bir yeriniz mi şişerdi!
Birazcık insan olup bu yıl cadılık yapılmayacağını açıklasaydınız, bu milletin derin sevgi ve saygısını kazanırdınız.
Deseydiniz ki: "Bu yıl cadılık için harcayacağımız paraları Filistinli kardeşlerimize bağışlıyor ve onların acılarını yürekten paylaşıyoruz." Eğer bu erdemini gösterebilseydiniz emin olun faydalı bir işe imza atmış olurdunuz.
Heyhat, ruhlar o kadar körelmiş, nefisler o kadar azgınlaşmış ki Gazze'de asrın insanlık dramı yaşanırken maalesef hala zevk çığlıkları atmanın peşinde olanlar var.
Bu garip hallerinize ağlasak mı gülsek mi bilemiyoruz.
Batı'nın emellerine hizmet için ithal ettiğiniz bu şirk eğlencesi hakkında, bakın yine Batı'nın ansiklopedik kaynağı olarak hizmet veren wikipedia sitesi ne diyor.
Cadı, birçok din ve mitolojide kötü amaçlara hizmet ettiğine ve kötünün sembol gücü olduğuna inanılan kişidir.
Bu şirk kültürüyle ilgili yapılan akademik gazetecilik çalışmaları da, dehşetengiz bir handikapı ortaya çıkarmış durumda. Özellikle, özel okulların anaokulu birimlerinde Cadılar Bayramı(!) konseptli kostümler çocuklara giydirilerek, çeşitli maskeler takılarak İngilizce şarkılar eşliğinde, küçücük çocuklara parti havasında bu şeytani kültür benimsetilmeye çalışılıyor!
İstanbul Esenyurt Üniversitesi Öğretim Görevlisi Meltem Özel'in 2019 yılında, 13 okul üzerinde yaptığı "Kültür emperyalizmi bağlamında Türkiye'de Cadılar Bayramı" başlıklı akademik araştırmasında şunlar ifade edilir:
"Bu çalışmada, Cadılar Bayramını kutlayan anaokullarının kutlama amaçları belirlenmeye çalışılmış ve kültür emperyalizmi açısından görüşleri incelenmiştir. Bu çalışmada elde edilen temel bulgu, Cadılar Bayramını kutlayan anaokullarının öğrencilerini farklı kültürlerle tanıştırma ve popüler kutlamalar ile modernizmi yakalama amacı gütmeleridir."
İyi gibi sunulan teslimiyet ifadesi.
TDK ise cadıyı, "Kötülük yaparak başkalarına zarar veren" ya da "Geceleri dolaşarak insanlara kötülük ettiğine inanılan hortlak" olarak tanımlıyor.
Kahir ekseriyette toplumlar nezdinde; sövgü, hakaret sıfatlarının güçlendirilmesi adına kullanılan bir kavramın bayramlaşmasından söz ediyoruz!
Yani tutulacak yanı yok.
Dünyanın başına musallat olmuş cadılar (kötüler) var zaten. O kadar çok kan içici cadı var ki...
Gazze savaşındaki işgalci terör örgütü İsrail'in terörist yöneticisi Netanyahu kötünün kötüsü bir cadı!
Biden bir diğer cadı!
Macron bir başkası...
Kendisinin iyi olduğunu iddia ederek, Netanyahu'nun kötülük heybesine su taşıyan cadılar var!
İlle de bir maske takacaksanız Netanyahu var, diğerleri var.
Bu kadar çok cadının arasında çakma kostüme ne ihtiyaç var ki?
Dünya zaten yeterince orijinal cadıyla dolu.
Bari günümüzü çakma cadılarla zehir etmeyin!