Geçen hafta, üst uzuvlarımız olan el ve bileklerde ağrı, şişkinlik ve kramp gibi şikâyetlerle seyreden karpal tünel sorununda keten tohumu yağının yararlı olabileceği konusunda klinik bir çalışmanın sonuçlarından bahsetmiştim. Bu hafta ise alt uzuvlarda, bacaklarda önemli bir soruna doğal ürünler ile çare arayacağız. Genel olarak farklı derecelerde “Kronik venöz yetmezlik” sonucu ortaya çıkan bacaklarda örümcek ağı gibi belirgin damarlanma, varis, flebit, varis yaralarına varan ağrılı, iltihaplı sorunlar dizini.
Bazı bitkisel ürünler; antioksidan, iltihap giderici, proteolitik (proteinleri parçalayıcı) etkileri ile iltihap ve ödemin azaltılmasında; toplardamarların tonusunu artırıp drenajı düzenleyerek damarların sızdırma sorununun giderilmesinde, hastaların şikâyetlerinin hafifletilmesinde yararlı olabilmektedir. Özellikle antioksidan etkileri ile bildiğimiz polifenolik bileşikler (flavonoitler, oligomerik proantosiyanidinler) bu amaçla yaygın bir şekilde kullanılmaktadır. Peki ne derecede etkili? Kırmızı üzüm yaprağı içerisinde bulunan bazı flavonoitlerin (kersetin-3-gluküronit ve kersetin-3-glikozit) bu sorunun tedavisinde yararlı olabileceği bildirilmektedir. Bilimsel kurguda (randomize, çift körlü, plasebo kontrollü) bir klinik çalışmada 260 hastaya kırmızı üzüm yaprağı özütü taşıyan kapsüller on iki hafta boyunca iki farklı miktarda (360 ve 720 miligram) verilmiş. Sonuç değerlendirmesinde her iki miktarda uygulamanın da bacaklardaki ödemin azaltılmasında varis çorapı kadar etkili olabildiği gözlemlenmiş. Kronik venöz yetmezlik şikâyetlerinde flavonoit yapısındaki bileşikler arasında özellikle rutin’in (kersetin-3-ramnoglikozit) etkisi dikkati çekiyor. Bu nedenle yüksek rutin içeriğine sahip karabuğday (Fagopyrum esculentum) ve Japon pagoda ağacı (Styphnolobium japonicum) bitkilerinin özütleri öneriliyor. Altmış yedi kronik venöz yetmezlik hastasına 3 ay boyunca karabuğday yaprağı çay halinde uygulanması ile bacak ödeminde plasebo grubuna oranla belirgin bir azalma sağlanabilmiş. Ancak karabuğday yapraklarının bazı kişilerde, özellikle güneşe çıkıldığında artan kaşıntı vb. alerjik tepkimelere yol açabildiği uyarılıyor (fagopirizm). Rutince zenginleştirilmiş Japon pagoda ağacı özütü ile yürütülen klinik çalışmalarda varis çorabı ya da elastik bandaj gibi kompresyon tedavileri ile birlikte 12 hafta boyunca günde 1 gram uygulanması ile başarılı sonuç alındığı, kompresyon tedavisi uygulamasının kesilmesinden sonra da tedavi edici etkisinin sürdüğü bildirilmektedir.
İYİLEŞME SAĞLANIYOR
Flavonoitlere benzer yapıda ve kuvvetli antioksidan etkisi bilinen bir başka grup bileşik olan oligomerik proantosiyanidinler (OPC) de kronik venöz yetmezlik sorunu şikâyetlerinin giderilmesinde etkili olabilmektedir. Bu tip bileşikler arasında deniz çamı ağacı (Pinus maritima) kabuklarından elde edilen ve OPC bakımından zenginleştirilmiş (yüzde 80) özel özüt “piknogenol” üzerinde yürütülmüş birkaç klinik çalışma bulunmaktadır. Sekiz hafta süreyle kronik venöz yetmezlik hastalarına günde 50 miligram miktarda uygulandığında piknogenolün plasebo grubuna oranla belirgin bir şekilde ödemi azaltabildiği gözlemlenmiş. Bir başka çalışmada ise daha yüksek bir miktar (360 miligram) uygulanarak yine olumlu sonuç sağlanmış. Kronik venöz yetmezlik sorunlarında tek bitkisel seçenek polifenolik bileşikler değil şüphesiz. Saponin tipi bazı bitki bileşenlerinin de bu konuda etkinliği klinik çalışmalar ile gösterilmiş. Bacaklardaki ödemin giderilmesinde yararlı olan bir başka bitki olan Tavşanmemesi (Ruscus aculeatus) kökleri steroidal saponin içeriyor. 166 bayan hastada 3 ay süre ile uygulandığında boş ilaç verilen (plasebo) gruba göre belirgin bir iyileşme sağlanabildiği bildiriliyor. Varis ve diğer kronik venöz yetmezlik şikâyetleri konusunda en popüler bitkilerin başında ise atkestanesi (Aesculus hippocastanum) tohumu ve özütü geliyor. Bu nedenle bu bitki üzerindeki çalışmaları daha ileri bir tarihte daha ayrıntılı olarak inceleyeceğiz.