“Gezi olayları” üzerinden hâlâ tepinenler var.
“Gezi”den “Şanlı direniş” çıkartmak isteyenler var.
“Gezi”yi bugüne taşımak isteyen eski Türkiye artıkları var.
Meclis’e “şanlı direniş destanı” söylemiyle gezi olaylarını taşıyan CHP ve HDP tam bir ağız birliği içerisinde.
“PKK terörü”nün yanına “Gezi terörü”nü yeniden çıkartmak isteyen CHP’nin, HDP ile giriştiği bu söylem/eylem birliği tam bir ihanetin adıdır.
CHP ile HDP’nin, Türkiye’nin toplumsal barışını bozucu bir söylemle Meclis’e taşıdıkları gezi olaylarıyla ilgili grup önerileri her anlamda ibretâmizdir.
Önümde duran CHP grup önerisine bakıyorum.
Öyle şeyler yazılı ki akla ziyan…
Gerçeklikten kopuk, yalanlar üzerinden yalana dayalı bir gerçeklik inşa edilmek isteniyor.
Şimdi bu yazılanlardan bir kaçına bakalım isterseniz.
Gezi 'direniş' değil 'vandalizm' ve 'terörizm'
“Gezi Direnişi” diyorlar.
“Yasal ve meşru yollar”la ortaya konulan bir “direniş”ten övgüyle bahsediyorlar.
Sahiden öyle midir?
Karşımızda yasal ve meşru yollarla ortaya konulmuş bir “demokratik direniş” mi var, yoksa bu kılıfa büründürülmüş bir çapulculuk, Vandalizm ve terörizm mi var?
Gezinin fotoğrafları önümde duruyor.
Yakıp yıkılan binalar, araçlar vs…
Marjinal sol terör örgütlerinin maskeli elemanlarının ellerindeki patlayıcı ve yaralayıcı silahlar…
Polise yönelik şiddet ve tahrip görüntüleri…
Esnafa yönelik saldırılar…
Yaşanmaz kılınan şehirler, parklar, alanlar…
Duvarlara yazılı aşağılık küfürler…
Kime mi?
Dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’a.
Ağza alınmayacak küfürler ve hakaretler…
Vandallık, çapulculuk ve terörizm…
Sol terör örgütlerinin, sivil toplum dernekleri biçiminde örgütlenmiş unsurlarının sokaktan iktidar devşirme çabaları…
CHP ve HDP’nin geziden iktidar devirme veya sokaktan iktidar devşirme girişimleri...
Gezi bu anlamda, dış destekli eski Türkiye artıklarının AK Parti iktidarını devirme operasyonunun adıdır.
Yaşamın kendisine de tarzına da müdahaledir
Gezideki terörist unsurlar yaşamın kendisine de, yaşam tarzının kendisine de apaçık bir tehdit oluşturmuştur.
Gezi zihniyetli unsurların başkalarının yaşamına yönelik nasıl bir tehdit oluşturdukları görüldü.
En kötüsü dindar-muhafazakâr çevrelerin yaşam tarzlarına nasıl müdahale ettikleri de apaçık bir biçimde görüldü.
Rastladıkları her yerde başörtülü vatandaşlarımıza bedenlerine ve ruhsal sağlığına yönelik nasıl aşağılık bir tavır koyduklarını anlatmamıza gerek yok.
CHP’nin grup önerisinde dile getirdiği şu sözler aleni bir yalanın ifadesidir: “Gezi Direnişi, birbirinden farklı düşünen ve yaşayan kesimlerin bir araya gelerek değerleri ve kendi hayat tarzlarını koruma yönündeki tepkidir.”
Bir gerçek ancak bu kadar çarpıtılabilir.
Bir avuç çapulcunun, bir avuç teröristin, sivil toplum görünüşü altında sokaktan iktidar devşirmeye çalıştığı bu tutuma HDP gibi CHP’nin de güzelleme yapması anlaşılabilir. Çünkü bugünkü CHP’nin HDP’den farkı yok.
Mursi-Erdoğan-Gezi isyanı
3 Temmuz 2013’te, Mısır’ın seçilmiş Cumhurbaşkanı Mursi askeri darbeyle devrildi.
Mursi’nin devrildiği gün CHP’liler sevinçten uçtular.
Attıkları tweetlerde şunu dediler:
“Şimdi sıra Türkiye’nin Mursi’sinde!”
Türkiye’nin Mursi’sinden kimi kastettiklerini söylemeye gerek yok.
Mursi’yi küresel ilahlar devirdiler.
O küresel efendiler Erdoğan’ı da devirmek isteyen güçlerdi.
CHP’liler o küresel ilahların safında Mursi’yi devirenlerin yanına koştular.
Tıpkı Esad’la aynı safta durdukları gibi…
Askeri darbeyle Erdoğan’ın devrilmeyeceğini bilenler “Gezi isyanı” üzerinden bunu gerçekleştirmek istediler.
Gezi, gayrimeşru yollarla ülkeyi bir darbe zeminine sürüklemek, darbe mümkün olmayacaksa sokaktan iktidar çıkarmak için yapılan dış destekli bir isyanın adıdır.
“Türkiye’nin Mursi’si” bugün seçilmiş Cumhurbaşkanı.
Avuçlarını yaladılar o günkü çapulcular.
Şimdi o çapulcuların, Vandalların ve teröristlerin siyasi sözcülüğünü yapanlar da sandıkta avuçlarını yaladılar.
Gezinin çapulcuları nasıl hüsrana uğradılarsa, gezinin siyasi çapulcuları da sandığa gömüldüler.
Çapulculuğu, Vandalizm’i ve terörizmi “şanlı direniş” diye selamlayan zihniyete yuh!