Tarihimizin en kritik seçimine günler kaldı.
Evet, şunun şurasında sırat köprüsünden geçmeye tam sekiz gün var. Sekiz gün sonra Türk Milleti olmak ya da olmamak noktasında hayati bir karar verecek.
Birileri, "her seçim için aynı şey söyleniyor" diyebilir.
Hayır kardeşim, bu seçim farklı.
Bu seçim sadece Türkiye'nin değil dünyanın kaderini belirleyecek bir seçim ve bunu sadece şu fakir değil yerli, yabancı birçok kişi söylüyor.
Örnek mi istiyorsunuz, buyurun dış basına;
"Türkiye'de yapılacak seçim sonuçları Washington, Moskova, Avrupa, Orta Doğu, Asya'da, jeopolitik ve ekonomik hesapları şekillendirecek."
Kesmedi mi?
Buyurun Henry Barkey denilen ucubeye.
Hani şu CIA'ye danışmanlık yapan tatlı su kurnazı coniye.
Bakın neler demiş kovboy kılıklı;
"Önümüzdeki seçimler sıradan bir seçim değil. Erdoğan'ın tarihteki yerini belirleyecek. Avrupa ve ABD olası zararı en aza indirmek için böyle bir gelişmeye hazırlıklı olmalı ve buna karşı koyacak bir stratejiye sahip olmalıdır. Türkiye batı etkisinden uzaklaşmasına izin verilemeyecek kadar önemli bir ülkedir. ABD ve Avrupalı müttefiklerin Türkiye'den beklenmedik hamleler gelmesi ihtimaline karşı hazırlık yapmaya başlamaları gerekiyor."
Avrupalı müttefikleri hemen kovboya uydular ve el ele verip Türkiye'ye karşı saf tuttular. Her ülke içte ve dışta muhalefet lehine seçimlere müdahale etmek için düştü yollara.
Gurbette seçim...
Malum yurt dışında yaşayan insanlarımız oylarını, bulundukları ülkede açılan sandıklarda kullanıyorlar.
Yıllara vurduğunuzda gurbetçiler için genellikle stabil bir katılım var.
Ancak bu seçimde durum farklı.
Süreç her zamankinden farklı işliyor.
Zira katılım diğer seçimlere oranla çok daha fazla.
Bir önceki seçimde lokal bir bölgedeki katılım ilk beş günde 320.000 civarlarında iken bu seçimde aynı sayı 850.000 bini aşmış durumda.
Bu fark da gösteriyor ki; yurt dışında yaşayan vatandaşlarımız, 2023 seçimlerinin tarihin en kritik seçimi olduğunu ve bu nedenle her oyun inanılmaz kıymetli olduğunu idrak etmiş durumdalar.
Bu durum ülke adına çok iyi ancak küresel çete için felaket.
Vaziyet acilen engellenmeli.
Onlarda öyle yapıyorlar...
Fransa...
ASALA, PKK, YPG, SDG gibi terör örgütlerinin sevicisi horoz görünümlü civciv, Türkiye'de yapılan seçimleri provoke etmek için her yolu deniyor.
Avrupa kıtasındaki her ülkede olduğu gibi tam bir polis devleti olan civciv, aklınca Türkiye'ye tuzak kurnaya çalışıyor ve ülkesinde bulunan terör örgütü mensuplarını eylem ve söylemlerle oy kullanmak için sandığa giden vatandaşlarımızın üzerine saldırtıyor.
Bunun son örneği Marsilya'da yaşandı. İnsan kılığına girmiş kuduz köpekler, oy kullanan insanlarımıza saldırdı. Yaralananlar oldu. Yaralılar arasındaki bir çocuğa hastanede dikiş atıldı. Olaylara müdahale ediyormuş gibi görünen Fransız polisi ise çocuklara dahi saldıran bu alçakları adeta korumaya aldı.
İnsanlığı ayaklar altına alan Fransa, yarın döner Türkiye'de yapılacak seçimlerde seçim güvenliğinden, insan haklarından bahseder mi?
Hiç şüpheniz olmasın eder çünkü bunlarda arsızlıkta, alçaklıkta sınır yok.
Almanya...
Seçimlere müdahale konusunda Fransa'dan şeytan çıktı.
Yapılan ilk planlamaya göre 13 konsolosluk ve bu konsolosluklara bağlı 13 ek bölgede seçim sandıkları kurulacaktı. Ancak seçime katılımın yoğun olacağı anlaşılınca sebep göstermeksizin Aachen, Bremen ve Regensburg dışında kalan ek bölgelerde sandık kurma işlemi iptal edildi.
İptal edilen yerler; Dortmund, Mannheim, Kiel, Saarbrücken, Bielefeld, Ulm, Kassel, Siegen, limburg, Fulda gibi Türklerin yoğun yaşadığı yerler.
Aklınca Hans vatandaşlarımızı oy kullanmak için yüzlerce kilometre öteye gitmeye mecbur ederek yıldıracaktı.
Yapılanlara şaşırdık mı?
Hayır!
Neden şaşırmadık?
Çünkü bir önceki seçimlerde muhalefet kanadına ve onunla bir hareket eden FETÖ-PKK gibi terör örgütlerine her türlü imkânı sunan, konferans salonlarını, miting alanlarını sonuna kadar bu yapıların hizmetine açan vahşi batı, sıra iktidar kanadına gelince aynı yerleri bakım, onarım, teknik nedenler, güvenlik gibi sudan bahanelerle kapatıp yasaklamadı mı!
Ama oyun tutmadı.
Çünkü inanç öylesine kuvvetli ki...
Oyunu gören ve bozmak için her şeyi göze alan Türk insanı, yemedi içmedi ve akın akın kilometrelerce öteye kurulan sandıklara koştu.
Kısacası tuzak tuzağı kuranların elinde patladı.
Vahşi Batı...
Adı üstünde VAHŞİ.
Koca bir coğrafya tornadan çıkmış gibi hep aynı.
Bunu söyleyen de biz değiliz ha! Kendileri!
Sadece vahşiler mi?
Asla...
Acımasızlar, arsızlar, aşağılık ve riyakârlar.
Ama başaramayacaklar...