Haberturk Gazetesi, Bodrum ve Çeşme’deki plajların giriş ücretlerini ve harcama limitlerini yazdı.Rakamlar Türkiye şartlarına göre son derece yüksek.Mesela geçen yaz bir lahmacun bir ayranı 50 liraya satan otel, bu sene bir lahmacun bir ayran fiyatını 64 liraya çıkartmış.Oralar hala dolu, zira bu mekanlara giden hanımlar ve beyler hem zengin gösterdiklerini düşünüyorlar hem de mekan ne kadar pahalı olursa, sadece kendileri gibi olan insanlarla bir arada olacaklarına inanıyorlar.
İnsanları dolandırmadan kazandıktan sonra herkes parasını istediği gibi harcar, bana ne... Umarım Maliye Bakanlığı müfettişleri de bu mekanların müdavimlerini takip ediyordur...
***
Gelelim işin herkesi alakadar eden bölümüne... Antalya turistiyle Ege turisti birbirinden farklıdır.Antalya’ya gelen turist her şey dahilden faydalanır, Ege’ye gelen dışarı çıkar, para harcar.Ancak Ege’de tek başımıza değiliz...Yunanistan’da lüks mekanlardaki fiyatlar Türkiye’deki benzerlerinin 3’te 1. Bodrum ve Çeşme’deki bu sosyetik mekanlara gidenler bile bu sene Yunan Adaları’na mutlaka uğruyor, sonra da alenen olmasa bile aradaki farkı görüp kazıklandıklarını düşünüyorlar. Eskiden de normal turist ile zengin turistin gittiği yerler vardır, şimdi sıkıntı normal turistin gittiği yerlerin de yavaş yavaş sosyetik plajlar haline gelmesi...
***
İspanya yıllarca İngilizlere tatil ve yazlık satarak çok ciddi paralar kazandı.Sonra fiyatlar yükseldi, kıyılar betonla doldu, İngilizler elini ayağını çekti, İspanya yönetimi çok ciddi sıkıntılar çekti. Benzer risklerin bizim için de geçerli olduğunu unutmamız lazım...
***
Turizm yazarı demek illa başka ülkelere seyahat edip, orada gördüklerini yazan insan demek değildir.Turizm muhabiri demek sahil şeridinde bikinili ünlüleri ya da onların ilişkilerini çekmeye çalışan kişi demek de değildir.
Gerektiğinde bu saçma fiyat politikasını güden ya da çok para verdikçe daha kaliteli tatil yapacağına inananlara ‘uzayda mı yaşıyorsunuz siz?’ diyebilecek isimlere ihtiyaç var. Yakın bir gelecekte öyle birinin olmayacağı aşikar...