Önümüzdeki günler bölgemizdeki ve giderek her yerdeki halklarda inanç ve ideoloji farklılıklarının öne çıkarıldığı ve siyasi hedefler için kullanıldığı zaman olacak gibi görünüyor. Hatta bütünleştirici olduğunu sandığımız bazı inanç ve düşünceler karşı tarafı bölmek ve çatıştırmak için kullanılıyor. İnançları nedeniyle birbirine olumsuz davranmayacağına inanılan müslümanlar savaşıyor. Bu bizim değerlendirmemizin yanlış olduğunu yahut inançlarımızın istedikleri gibi yorumlayabileceğini gösteriyor. Bunu kullanmak için küçük farklılıklar yaratılıyor. Bu benim için sürpriz değildir. Bir süre önce dinin çatışmada kullanılacağını yazmıştım. Bu karışıklıklar, farklı inançlar arasında olduğu kadar aynı inancı paylaşanlar arasında da oluyor. Mesela dinin bir cümlesi o kadar farklı yorumlanıyor ki buna uymamak başka inanca sahip olmaktan daha olumsuz karşılanıyor. Bireyler açısından kutsal olan dini tavsiyeleri, farklı yorumlayarak kitleleri düşman yapıyor ve savaşa sokuyorlar. Buna karşı alınacak tedbir ne olabilir? Eğer bir güç, inancı yorumlamaya başlamışsa bana göre bu tartışmaya katılmamak gerekir. Hatta böyle bir farklılığın neden ortaya çıkarıldığına da bakmak gerekir ama herhangi bir görüşün doğru ya da yanlışlığı devletin taraftarlığında olmamalıdır.
***
Bu gibi çatışmalar için operasyonlar çok önce başlatılabilir, devlet taraflardan birini desteklemek yerine objektif bir duruş sergilemeli, farklılığın inançla ilgili olmadığını ve bunu çıkaranların genellikle siyasi bir hedefi olduğuna dair kitleleri inandırmalıdır. Halk arasında dini anlayış farklılığından kaynaklanan uyumsuzluğun önüne geçmelidir. Bunu kendisinin değilse bile halkın inandığı muteber kişiler veya kontrol edebileceği kurumsal yapılarla gerçekleştirmesi icap etmektedir.
Ülkemizin yapısı, bazı siyasi partilerin dayandığı taraftar tabanı dolayısıyla, böyle bir operasyon uygulamasına pek uygun olmasa bile iktidarın dini farklı yorumlayanların etkisini azaltma çabalarından vazgeçmemesi icap eder. Hatta muhalefet partilerinden bile bu konuda iletilecek önerilerle, dini yorum farklılığından neşet eden uyumsuzlukların seçmeni etkilememesi ve kullanılmaması gereği anlatılmalı, ikna edilmeli ve birlikte proje üretilmelidir. Hiçbir iktidar baki değildir, bugünün muhalefeti yarının iktidarı olma adayıdır. Özellikle son zamanlarda çeşidi artan farklı isimlerdeki tarikatların da kontrol altına alınmasının, halkın dini anlayışa dayanan farklılıklarla bölünmesinin engellenmesi bakımından faydalı olacağını düşünüyorum.
Halkının çoğunluğu müslüman olan çevre ülkelerdeki din anlayışı farklılıklarının uzun zamandan beri iç çatışmaların sebebi olarak kullanıldığı bilinmektedir. Bu ülkelerdeki farklılıkların da ilişkilerimizi etkilememesi gerekmektedir. Bu farklılıkların o ülkelerin iç meselesi olduğunu kabul edip siyasetimizi ona göre kurgulamalıyız. Dini anlayış farklılıklarından ortaya çıkan mezhep tarikat vs. farlılıkları uluslararası ilişkilerimizde de bir uyumsuzluk kaynağı olmamalıdır. Özellikle çevre ülkelerle ekonomik ilişki ve ittifaklarımızı geliştirerek daha uyumlu politikalar uygulayabiliriz. Uyumsuzluk değil uyum politikaları refah getirici özelliktedir.