Hollywood efsanesi Al Pacino’nun son filmi Hayallerimdeki Kadın bağımsız film tadında ama kalitesi tartışma götürür!
Bazı filmlerin kritiğini yapmak gerçekten zor. Hele bu hafta vizyona giren Hayallerimdeki Kadın gibi özel yapımları değerlendirmek çetrefilli bir iş. Nedir bu filmin özelliği? Her şeyden önce efsane isim Al Pacino’nun tek kişilik performansı üzerine kurulu. Onun oyunculuğuna bir şey diyemiyoruz. Çünkü tiyatro kokan, kendine has bir sinema dili var ve çok etkileyici. Ama işte o kahrolası geçen yıllar yok mu? Hayattaki her şey bitiyor. Yaşlılık sizin milyonların takip ettiği önemli bir isim olmanızı takmıyor. Yaşlandığınızda üstünüze giydiğiniz roller de başkalaşmak zorunda kalıyor. Eğer o değişimi tam yakalayamazsanız, ne kadar kabiliyetli veya ünlü olursanız olun bir şeyler yolunda gitmiyor. Bu filmde Pacino uyumsuz yaşlı bir adamı canlandırıyor. Fakat öyle bir yaş aralığı söz konusu ki, 40’larındaki bir kadının aşık olabileceği, yaşantınızın faklı kulvarlara akabileceği bir dönemden bahsediyoruz. Al Pacino ne yazık ki bu dönemi fizik olarak tüketmiş bir isim. Rolünün tek başına yaşadığı değişimleri kendine has diliyle çok güzel hissettirebiliyor. Ama Holy Hunter gibi yine efsane bir ismin ona aşık olması ve bunun cinsel yansıması Pacino’nun üzerinde doğru durmuyor.
EVRENSEL BİR HİKAYE
Konuyu kısaca anlatalım. Angelo, mesleği anahtarcılıkla yaşamını kazanan, evinde kedisiyle yaşayan yalnız bir adamdır. Söz konusu yalnızlık, arkadaşsızlık anlamına gelmez. İnsanlarla belirli kurallar içinde arkadaştır, onlarla kısa muhabbetler yapmayı sever. Ama görünürdeki bu ilişkiler hep Angelo’nun izin verdiği kadar derine inebilir. Bir erkeğin en yakını kimdir? Bir erkeğe en fazla yaklaşabilecek, onun eksikliklerini doldurabilecek hayatındaki kadındır tabii. Angelo soğukluğunu ve uyumsuzluğunu yıllar önce kendisini terk eden bir kadına bağlı kalarak kendinden bile gizlemektedir. Her ay ona bir mektup yazar. Arkadaşlarıyla onun güzelliğini, anlayışlı tavrını konuşur. Herkese ona duyduğu özlemi söyler. Tabii aslında bu özlem Angelo’nun arkasına saklandığı bir perdedir. Aynı iletişimsizlik oğluyla da yaşanmaktadır. Her oğul babasıyla yarışır, hayata rakip gördüğü babasıyla mücadele ederek tutunur. Ama en büyük desteği de babasından görür. Angelo başkalarına gösterdiği anlayışı asla oğluna göstermemiştir. Angelo kendine ve kendine yakın olan her şeye karşı acımasızdır. Film birçok erkeğin yaşlılıkta yaşadığı hayal kırıklığı üzerine odaklanmış. İnsan yaşlandıkça kaybettiği umutlarının hesabını yapar. Belki onun için yaşlıların karamsarlığı fazladır. Konu itibariyle çok güçlü ve evrensel bir hikaye. Üstelik Al Pacino’nun sinema dili de buna çok uygun ama bu filmin bütün negatiflikleri yönetmenden kaynaklanıyor.
KAFASI KARIŞIK BİR FİLM
Bu kadar ağır bir konuyu masalsı göndermelerle sulandıran yönetmen David Gordon Green belki filmin karanlığını azaltmaya çalıştı bu tarzıyla. Ama mucizevi olaylar, gücünü salt gerçeklerden alması gereken bu konuyu daha yenilir yutulur bir hale getirmiyor. Aksine nerede durduğunu kendisinin de bilemediği bir çizgiye sürüklenmiş. Üstelik mesele yaşlılık ise bir katılık ve değişmezlik de söz konusu olmalı. Angelo’nun birden genel tutumundan vazgeçip de ne adına hayatı kucakladığını bir türlü anlayamadık mesela. 75 yaşındaki bir adam ne oluyor da birden değişip oğluna, sevgilisine yepyeni bir hayat sunuyor? Al Pacino’nun performansının heyecanlandırdığı sahneler dışında filmin genelinin kafasının karışık olduğunu düşünüyorum. Eğer Pacino ve Holly Hunter kadrosunda olmasa inanın kritiğini yapmaya bile değmeyecek bir yapım Hayallerimdeki Kadın.
FİLMİN KÜNYESİ
Filmin orijinal adı: Manglehorn
Yönetmen: David Gordon Green
Senarist: Paul Logan Oyuncular: Al Pacino, Holly Hunter, Chris Messina, Harmony Korine, June Griffin Garcia
Yapım: 2014, ABD, 97 dak.
VİZYONDAKİLER
13 Günah
Silik bir sosyal hizmetler görevlisi olan Elliot Brindle, 13 farklı görevi yerine getirmesi halinde 6.2 milyon dolar kazanacağını söyleyen bir telefon alır. Bunun için ilk iki ve kolay görevi başarıyla geçmesi gerekmektedir: Önünde uçan sineği yakalayıp, sonra da yemek. Bunu yerine getirince bir anda banka hesabına binlerce dolar para geçer ve Elliot kendini dönüşü olmayan bir dizi olayın içinde bulur.
Pixels
Uzaylılar, klasik video oyunu yayınlarını yanlış anlayarak, kendilerine karşı bir savaş açıldığını düşünür ve dünyaya saldırır. Bu durumda Başkan Will Cooper, 80’lerin video oyunu şampiyonu olan ve şimdilerde evlere sinema sistemi kurmakla uğraşan çocukluk arkadaşı Sam Brenner’ı aramak zorunda kalır. Sam’in görevi video oyunları oynayanlardan oluşan bir takım kurup uzaylıları yenmektir.
İnsanlıktan Uzakta
Albert Camus’nun Misafir adlı kısa öyküsünden uyarlanan ve Venedik’te Altın Aslan için yarışan film, 1950’li yıllarda bağımsızlık mücadelesi veren Cezayir’de geçmesine rağmen atmosferiyle klasik western filmlerinden izler taşıyor. Daru, ufak bir köyde öğretmendir. Daru’ya, bir muhalifi garnizona götürmesi emri verilir. Bir dönem Fransız ordusuna da hizmet etmiş olan Daru, bu yolculukta sadakatini sorgulamaya başlar.