İşimiz zor, 1.280 km. uzunluğundaki sınırımızda zaten süren ve genişleyen bir savaşı, ulusal sınırlarımızın önünde durdurmak zorundayız. Zaten, hükümetin, Irak ve Suriye tezkerelerini birleştirmesi, askerin yaptığı hazırlıklar, Ankara’nın gelişmeyi bir bütün olarak gördüğünü işaret ediyor. 2003’de ABD’nin Irak işgali ile başlayan, 2011’de Suriye’nin çökmesiyle bütünleşen “savaş coğrafyası”, biliniz ki, daha “başlangıç günlerini” yaşıyor ve küresel sistem, yaklaşan daha büyük bir kıyımı önleyebilecek güçten çok uzak görünüyor.
Bu savaş, genişliyor, önümüzdeki dönemde daha kanlı olacak ve kısır döngü içinde büyüyecek... Çünkü, artık coğrafyaya, nefret ve intikam duyguları hakim, duygular, gelişmelerin bu hale gelmesinden sorumlu siyasi ve dini liderlerin de kontrol edebileceğinden daha keskin, sert, kan yüklü...
Yalnız IŞİD yok
Bedelini bölge halkının ödediği tarihin en korkunç iki yüzlülüğü ile karşı karşıyayız. Suriye’de bugüne kadar 200 bin insan öldüren, 4.5 milyon mülteci yaratan, halkına karşı kimyasal silah kullanan, varil bombalarıyla on binlerce çocuğun ölümüne neden olan Baas rejimine karşı hareketsiz kalmayı tercih eden emperyalizm, hedefe IŞİD isimle çeteyi oturtarak gösteri yapıyor!.. Son iki yılda palazlanmasına göz yumdukları, bünyesinde istihbarat servisleri ile var oldukları bir vahşi örgüt üzerinden de ellerini yıkamaya çalışıyorlar. Bu, kabul edilemez...
Savaş boyunca girdikleri bütün Müslüman yerleşim birimlerinde katliamlar yapan Nusayri/Şebbiha güçleri orada varlıklarını koruyor. Hemen yanlarında Hizbullah var. Tepelerinden Esed’in helikopterleri masum insanların üzerine varil bombaları atarak bu örgütlere destek sağlıyor, onları ne yapacağız? Cevap yok!..
Irak: Felaketin adı
Yıllardır Bağdat tarafından eziyetle karşılaşan Sünni kitlelerin Musul saldırısı sonrası IŞİD’le birlikte hareket etmesi sorunu büyütmüş görünüyor, ama bu orada kalacak mı, hayır... Bilgi vereyim: Irak’ta yaklaşık 24 Şii milis grubu var. Bedir Tugayları, Mehdi Ordusu, Hizbullah, bunların büyükleri. Bu milisler, Şii başbakanlar tarafından yasal güvenlik güçleri olarak kullanılıyor. Şimdi sıkı durun.bunlar, IŞİD’e karşı savaşta ele geçirdikleri Sünni yerleşim birimlerinde katliam ve yağmalamalar gerçekleştiriyorlar, dünyanın -nedense- bilgisi yok!.. Bunu ben söylemiyorum, bu gruplarla birlikte IŞİD’e karşı Kerkük çevresinde savaşan Peşmerge komutanı Şirvan Hamid açıklıyor. “Amerli, Süleymanbey, Yengince’nin ortak harekatla kurtarılmasından sonra Şii milisler, Sünni sivilleri öldürdü, dükkanlarını yağmaladı, IŞİD üyesi olduğunu ileri sürdükleri kişilerin kafalarını kesip arabadan caddeye attılar” diyor. Kerkük’ten bir başka Kürt yetkili Pola Ahmet’in şu sözleri önemli: “Irak ordusu ile birlikte Kerkük çevresindeki IŞİD’e yeni bir harekat planlıyoruz. Sünni aşiret liderleri bize mesaj gönderdi. Bölgelerine Şii milislerin girmemesi garantisi verilirse, silahlarını teslim edecekler, çünkü bu milisler, girdikleri her yerde Sünni halktan intikam alıyor.”
Bitmedi, Kerkük’ün Taza bölgesinde İran’ın Kudüs Ordusu’na bağlı tamamı İranlı bir başka milis grubu da eğitimlerini sürdürüyor.
Pekiyi, dünyanın, IŞİD’le hiç ilgisi olmayan, onun varlığını bölgesinde zorunlu olarak kabul etmiş masum Sünni sivilleri bir intikam saldırısından kurtarabilecek planı var mı? Yok!..
Davutoğlu ‘tokat’ attı
Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun, Dünya Ekonomik Forumu konuşmasındaki şu sözleri Batı’nın yüzünde patlayan tokattır: “”Bize geçmişte demokrasi dersi vermeye kalkanlar, Ortadoğu’da demokrasiyi ve demokratik güçleri terk ettiler ama biz terk etmeyeceğiz.”
Emperyalizm, Ortadoğu’da bir kez daha ağır insanlık suçu işledi: Demokrasiden korktu!.. Bölgenin demokrasi güçlerinin halkın tercihiyle yükselişini çıkarlarına aykırı buldu, yeni birLatin Amerika ile uğraşamayacağına karar verdi. Bu nedenle darbeci Sisi Obama’nın masasında oturuyor, Beşar varlığını koruyor, bir yanda Suudi Kralı diğer yanda İran Cumhurbaşkanı ile al takke-ver külah işler yapılıyor.
“İslam” ile “demokrasi”nin adlarını yan yana yazmak işlerine gelmedi, “İslam” ile “terörü” birlikte kullanmayı tercih ettiler. IŞİD bunlar için iyi bir maşa...İhvan ve Hamas’ta tam olarak tutturamadıkları stratejiyi onda buldular, şimdi üzerinde tepiniyorlar. Riyad, Kahire, Şam, Bağdat ve Tahran’dakiler de bundan memnun olmalı ama Ankara bu stratejiyi boşa çıkartan bir “kavram”dır...
Çok istediler buradaki “demokrasi kararlılığımızı” yıkmayı... Bunu sürdürecekler... Nedeni açıktır...