Geçen hafta, ‘Vurun Kulüplere’ başlığı altında, taraftar, yönetici, hakem, medya, TFF ve futboldan kazanan öteki kurumların kulüpleri nasıl hor kullandıklarını dile getirmiştim.
Çarpıcı örnek Beşiktaş’tı. Taraftarın bir kısmı G.Saray maçı biterken -kuşkulu biçimde- sahaya dalmış, dörtte dört yapmış ve futbolu ile alkış alan Beşiktaş’a bir dolu ceza aldırmıştı! Takımın yarış konsantrasyonu yerle bir edilmişti! TFF suçun kaynağını okuyamamış, Beşiktaş’ı hükmen yenik saymış, para cezaları vermiş, teknik yönetmenini tribüne göndermiş, 4 maç sahasını kapatmıştı!
Herkes kazanıyor, bir tek, her kazancın onun varlığına bağlı olduğu kulüpler kaybediyordu. Onların varlığı ile var olan kurumlar ve kişiler durmadan kulüplere yükleniyordu. Onları koruyan ve kollayan bir düzeni arayan yoktu!
Bugün gene Beşiktaş örneğinden çıkarak kulüplere darbe indirenler içindeki en önemli öğe ‘sporcuları’ ele almak istiyorum.
Evet, Beşiktaş kulübü, bir kısım densiz, saygısız taraftar bozuntusunun ve onların neyi nasıl, neden yaptığının üzerinde durmayan TFF’nin sorumsuz tutumu ile cezaları aldı, acısını sineye çekiyor...
Peki ya futbolcu? Onlar ne yapıyor?
Neden kendilerini toparlamıyorlar?
Onlar neden duruma baş kaldırmıyorlar? Üzerinden 5 maç geçti!
Neden teknik yönetmen takımın üstüne çöken pısırıklığı çekip atamıyor?
Bunlar nasıl profesyonel?
Önceki yıl Aykut Kocaman, profesyonel futbolcuya hiçbir olumsuz kazanç yansıması olmayan şike sürecini nasıl akıllıca kullandı, anımsayın. “Gösterin onlara Kupa’yı alın terinizle kazandığınızı” dedi. Takımın coşkusu hiç tükenmedi.
Beşiktaş’a bakın...
Bittiler!
Ortalıkta ne G.Töre kaldı ne Olcay! Milli maç motivasyonu kalkınca, futbolları tatile çıktı!
Fernandes’i övmek alışkanlık oldu. Bunu sürdürecek neyi var birkaç maçtır? Duran topları iyi kullanıyor, değil mi? Duran topu iyi kullanmayan mı kaldı? Bakın Karabüksporlu isimsiz İshak peş peşe kaç iyi korner attı... Fernandes gibi topu ceza alanına indiren gırla...
Futbolcuların yaptıklarına alkış tutuyorsak, yapabildiklerini yapamadıkları zaman da gereken tavrı koymalıyız. Kazanıyorlarsa, kazandırmak durumundalar...
Beşiktaş’ı toparlayacak, Biliç ve takımının kendilerine gelmesidir. Bize güzellikleri üretebildiklerini gösterdiler. Devamını göstermenin de sorumluluğunu taşıyorlar.