Bir çuval sakalı var, kadrosuzluktan “derviş” rolleri kesiyor, sonra da sıkılmadan “Pelikan terör örgütü” diye yazılar yazıyor.
Derviş rollerine aldanmayın, FETÖ’nün en sulu zırtlak liberallerinden daha “liberal” bir zattır... Ve vicdansız.
Öyle bir vicdansız ki, FETÖ’cü Hüseyin Korkmaz’ın hazırlayıp Meclis’e yolladığı fezlekeyle dört bakanın yargılanmasını savunmuştu. (O sıralarda Yüce Divan’ın FETÖ’cülerin kontrolünde olduğu bilgisine sahip olduğu halde...)
Hüseyin Korkmaz kim mi?
Hemen hatırlatalım:
Hüseyin Korkmaz, ABD’deki Zarrab davasına delil (!) teşkil eden belgeleri kaçırıp, 50 bin dolara FBI’ya okutan ve Hakan Atilla’nın mağduriyetine yol açan şerefsizdir.
İşin daha vahim boyutu şu:
Derviş rolleri kesen sulu zırtlak liberal dâhil, dönemin Başbakanı Davutoğlu ve kimi milletvekilleri, işbu fezlekenin FETÖ’cüler tarafından kaleme alındığı, “bir numaralı sanık” olarak da Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın işaret edildiği bilgisine sahiptiler.
Kaçtır içinde “Pelikan” geçen yazılar yazıyor, soramıyoruz.
Kimmiş şu Pelikancılar, yazsa da öğrensek.
Bu çok tehlikeli terör örgütünün “medya ayağındaki” gazetelerin ismi nedir, açıklasa da merakımızı gidersek.
Cumhurbaşkanı Erdoğan bu çok tehlikeli terör örgütünün karargâhını (!) ziyaret ederek muhaliflere hangi mesajı vermiştir, çıtlatsa da bilgi sahibi olsak.
Bu “yeni paralel devlet yapılanması”nın (kendisi öyle diyor) lider kadrosunu kim işgal ediyor (Erdoğan olabilir mi? İpucu verse de sayıyla kendimize gelsek. Bu paralel örgütün lideri Cumhurbaşkanı Erdoğan’sa, “Erdoğan Davutoğlu’na sızmıştır!” diyebilir miyiz?)
Davutoğlu’nun “partiden istifa etmesi” de bir Pelikan tasarrufu mudur, ipucu verse de aydınlansak.
Derviş imitasyonuna söylenecek söz şudur:
Paralel devlet yapılanması görmek istiyorsan, AK Parti’nin tapulu arazisi üzerine gecekondu dikmeye uğraşan ve partinin “oy tabanına” göz diken Ahmet Davutoğlu’na bakacaksın.
Sadece vicdansız mı?
Bir de kurnaz...
Hazır istim üzerindeyken, Adalet Bakanı Abdülhamit Gül üzerinden “fitne tohumları” ekmeye çalışıyor sıkılmaz şey... Adalet Bakanı diyesi imiş ki, “Aynı maklubeye kaşık sallayanlar...”
Bu ifadeyi, “Pelikancılar” diye yargıladığı gazetecileri töhmet altında bırakmak için kullanıyor.
Kim aynı maklubeye kaşık sallıyordu bilmiyorum ama bu derviş kılıklı “şey”in kursağından Fetullah’ın lokmaları eksik olmazdı.
Üstelik, Zaman ve Bugün gazetelerinde Fetullah’ın kılıcını sallardı.
Maklubeye kaç kez kaşık salladığı ise muamma.
Ben diyeyim yüzlerce, siz deyin binlerce kez.
İşbu sıkılmaz adam, şimdi kalkmış, elindeki “kara”yı çalacak ortaklar arıyor.