FETÖ yapılanmasının Türkiye-Amerika ilişkilerini zehirleyen uluslararası bir meseleye dönüştüğü vakıa.
Bunda iki ülke de müttefik.
Cumhuriyetçilerin adayı Trump’ı destekleyen medya organlarında bu yönde çok sayıda haber çıkıyor. “Vazgeçilemez müttefik Türkiye’de darbe örgütleyen bu çok tehlikeli adamın bir an önce iade edilmesi gerektiğini” savunuyorlar.
Clinton yanlılarından da, cılız da olsa, bu nevi itirazları duymak mümkün... Ama Clinton daha çok “sahiplenmeyi” tercih ediyor.
Bu tartışmalar olup biterken, dün FETÖ’nün Amerika’da yeni bir okul açtığı haberi geldi.
Okul (gazete haberine göre), “ABD Hava Kuvvetleri Harp Merkezine ev sahipliği yapan ve dünyanın en büyük muharebe eğitim misyonuna sahip Nellis Hava Üssü”nde faaliyet gösterecek”miş. ‘Coral Academy of Science Las Vegas’ adı verilen okulun açılış törenine “üs komutanı” Albay William Norton ve okulun yeni müdürü Ercan Aydoğan katılmış. Törenden sonra okulun anahtarı FETÖ’cü müdüre teslim edilmiş.
Buradan şunu anlıyoruz:
Birkaç yıl önce Amerika’da başlayan uyduruk FBI soruşturmaları FETÖ’nün davranışlarını anlamaya ve izlemeye değil, bu çok tehlikeli örgütün faaliyetlerini temin etmeye, daha doğrusu bu faaliyetlerin “güvenliğini sağlamaya” yönelikmiş.
Bu yakınlaşma ve koruma çabası bize şunu gösteriyor:
Fetullah Gülen’i iade etmeyecekler.
Bir süre izlemede kalacaklar... Sonra da, Türkiye Cumhuriyeti devletinin FETÖ operasyonlarını “hukuksuz” bir temelde yürüttüğünü öne sürüp, bu yönde kamuoyu oluşturacaklar. İadeyi mümkün kılmayacak “şartların” oluştuğunu düşündükleri an, “ret” cevabını yapıştıracaklar.
Çünkü FETÖ darbe yaparken suçüstü yakalandı ve bir çuval inciri berbat etti.
Kendisiyle birlikte ortağını, yani, Amerika Birleşik Devletleri’ni de yaktı.
Başlangıçta, Fetullah Gülen’in (Amerika açısından) kullanım süresinin dolduğunu ve zararlı olmaya başladığını, dolayısıyla iki ülke arasındaki ilişkileri zehirleyen “terörist başı”na daha fazla müsamaha gösterilmeyeceğini düşünüyordum.
Bu kadar kolay değilmiş...
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sert tepki gösterdiği ABD Merkez Kuvvetler Komutanı Joseph Votel’in açıklamalarını okuyunca kanaatim değişti. “Temasta olduğumuz bazı komutanlar hapiste” diyordu Votel ve Hem FETÖ’cü katillere kol kanat geriyor, hem de darbecilerle ilişkilerini ele veriyordu.
Bu açıklamayı, ileride Amerika’da ve kimi Avrupa ülkelerinde başlatılacak “FETÖ operasyonları hukuksuz bir temelde yürüyor” kampanyasının bir işareti sayabiliriz.
Bu kampanyanın içerideki ayakları şimdiden harekete geçti. Kendisine liberal süsü veren çakallar ve paralel yapının trol gazetesi Cumhuriyet ufaktan “itirazlara” başladı.
Şunu demeye çalışıyorum.
FETÖ darbesine “teorik” ve “lojistik” destek sağlayan Amerika Birleşik Devletleri (İncirlik üssünün darbecilere açılması ve üs komutanının girişim açığa çıkarılır çıkarılmaz Amerika’dan sığınma hakkı istemesi başka nasıl açıklanabilir?), “adamı”ndan, yani Fetullah Gülen’den kolay kolay vazgeçmeyecektir.
Gülen, sadece Amerika’nın Türkiye’deki eli değil, aynı zamanda dünyanın dört bir yanında açtığı okullarla CIA örgütüne üs desteği sağlayan en pahalı yatırımıdır.
İlişkiler açığa çıktığına göre, iade dışındaki seçenekleri konuşmalıyız.
BİR- Deport edebilirler... Yani Türkiye’yle iade anlaşması bulunmayan bir ülkede “CIA gözetiminde” ikamete memur edebilirler.
İKİ- Türk istihbaratının takibinden kurtarmak için, kaybedebilirler.
Usame’yi nasıl kaybettiklerini biliyoruz.
Fazla acı çektirmeden, sırlarıyla birlikte gömerler.