Aslında gündemin en üst sırasında olması gereken yer, acılı Gazze... Tüm ilgi ve şefkati hak eden yer, acılı Gazze... Gazze onyıllardır süren üzüntünün yeni sayfasını yaşıyor. Bu acının ne zaman biteceği belirsiz... Gazze kötü kaderinde daha da yaşanmamış acılardayken Perşembe günü 2200 km kuzeyde Ukrayna-Rusya sınırında son derece dramatik gelişmeler yaşandı.
Gazze maalesef yerel bir trajedi sayılırken, Malezya Havayolları uçağının Ukrayna üzerinde düşürülmesi dünyada yeni bir küresel tırmanmaya işaret ediyor. Bu olay, yolcu uçaklarının güvenliği, çatışma bölgelerinde hava trafiği, parçalanmış ülkeler, bu ülkelerde doğan denetimsiz alanlar, bu alanlara hakim olan milis ya da teröristlerin silah güçleri ve bütün bu unsurlar biraraya gelince yaşanacaklar konusunda korkutucu belirtiler taşıyor.
1983’te bir Kore yolcu uçağı Sovyet hava sahasına girdiği için Rus jetlerince düşürülmüş ve 290 kişi ölmüştü. O zaman onlarca entrika senaryosu yazılmış ve olay ABD-Rusya çekişmesine malzeme olmuştu. Masum bir yolcu uçağının -zalim, gaddar-hukuk tanımaz Rusya tarafından acımasızca düşürülmesi- o zaman Soğuk Savaş ortamında eşsiz bir propaganda vesilesiydi. ABD ve Batı bu fırsatı sonuna dek kullandı... Olaydan yıllar sonra uçağın da düşürenin de bir dizi sersemce hata sarmalına girdiği anlaşılmıştı. Şimdi benzer bir senaryo gözlüyoruz.
Bu satırlar yazılırken, olayın üzerinden 13 saat geçmişti ve kimin sorumlu olduğu açıklanmamıştı. Ancak olayın duyulmasından sonra geçen 13 saat boyunca ABD yönetiminin ve medyasının konuya ilgisi, kademe kademe yayılan bilgiler, olayın Moskova’ya uzanacağı ve sorumluluğun Rusya’ya fatura edileceği izlenimi yarattı.
Şu ana dek gerilim ve heyecan aşama aşama tırmandı. Ağır bir korku filmi gibi heyecan yükseldi, ve bir noktada olayın sorumlusu açıklanacak, heyecan doruk yapacak. Hatta bu 13 saat içinde haber bağlantılarında -Heyecanı ballandıra ballandıra uzattıklarına göre, bunun ucunun Moskova’ya dayandığını önceden gördüler, tadını çıkarta çıkarta dozu artırıyorlar- demiştik.
Uçağın yerden havaya atılan füze ile düştüğü bildirildi. Olay yeri, Ukrayna’nın doğusunda ve Rusya ile birleşmek isteyen ayrılıkçıların elindeki bölge. Bu bölge ve civarında son günlerde Rusya ve Ukrayna savaş uçakları yine füzelerle düşürülmüştü.
Olaydan sonraki ilk saatlerde Ukrayna Hükümeti ile Rus yanlısı milislerin birbirini suçlaması, olayın propaganda değerini ve siyasi etkisini gösterdi. Uçağı kim düşürdüyse, Ukrayna -Rusya çekişmesinde o taraf -haksız, zalim ve vicdansız- sayılacak.
Sızan bilgiler ve yapılan imalar da uçağı Rusya yanlısı milislerin düşürdüğü... Muhtemelen neye ateş ettiklerini bilmiyorlardı ve Ukrayna uçağı vurduklarını sandılar. Bu milislerde de kimin ne olduğunun bilinmemesi mümkündür. Karışık, denetimsiz, ilkesiz, kanunsuz ve her türlü çıkara kayan bireylerden söz ediyoruz. Üstelik silahlılar.
Dünyada son 60 yılda yolcu uçakları 7 kez muhtelif gerekçelerle ve başka ülke silahlı kuvvetleri tarafından jetler ya da füze bataryalarıyla düşürüldü. Bu vuruşlar doğru ya da yanlış, hep bir resmi emir-komuta zinciriyle yapıldı. Ancak bu kez bir devlete bağlı olmayan milis gücünün gelişmiş füzeyle 10 bin metreden yolcu uçağı düşürdüğü anlaşılıyor. Bu bir ilktir ve çok çok tehlikelidir. Milis, devlet denetimi olmayan yerlerde türer, yapısı gereği kanunsuzdur. Terörist ile milis arasındaki fark da yalnızca isim farkıdır. Şu an Türkiye’nin çevresinde ya da geniş mahallesinde çok sayıda ülkede, merkezi hükümetin ve devletin egemen olmadığı bölgeler doğmakta, bu boş alanlarda milis ve benzeri silahlı güçler oluşmaktadır.
Çok kutuplu vs derken, dünya daha da uca gitti ve merkezi hükümetlerin etkisiz kalıp sınırların parça parça olduğu, kurtarılmış bölgelerle dolu, silahı kapanın hakim olduğu bir kanunsuzluk ve keyfilik bölünmesine uğradı. Bu bölgelerin etnik grupların denetiminde kurulması tesadüf değildir. Başıboş bölgelerde giderek silah gücünü artıran, Kalaşnikov’dan kimyasal silahlara, uzun menzilli füzelere geçen bir parçalanma süreci izlemekteyiz. Gidişat fazlasıyla ürkütücüdür.
twitter.com/selimatalayny