Trabzonspor, taraftarı sanki daha önce tribünleri dolduruyordu da şimdi protesto ediyormuşçasına boş tribünlere oynadığı maça değişik bir 11 ile başladı. Seyir zevki olmayan bir maç izlenimi veren karşılaşmada Yasin'in 12. dakikada gelen golü yorumcuyu epeyce zor durumda bıraktı kuşkusuz. 21.dakikada Aykut'un uzak mesafeden attığı şut auta çıktı. 24. dakikada Olcan, sol kanattan ceza sahasına yapılan ortaya yaptığı aşırtma vuruşla 2. golü atıyor ve Necmi Perekli'yi ısrarla yanıltmaya devam ediyordu. Şanlıurfaspor'un, ilk yarıdaki kayda değer ilk atağında Mehmet Ayaz'ın 40. dakikada ceza sahasından attığı şut üst direkten dışarı çıktı. 43. dakikada Yasin'in gol pozisyonundaki şutunu kaleci Atacan kornere çeldi ve ardından da ilk yarı 2-0 sona erdi.
İkinci yarıya Şanlıurfaspor biraz daha istekli başladı. 60. dakikada Olcan'ın şutunu kaleci kornere çeldi. Orta sahaların oyundan düştüğü ve pas hatalarının artarak devam ettiği maçın zevksizliğini ne giderir diye düşündüm. Messi olsa tat vermeyecek kadar yavan bir oyunun sonunu bekledik. 80. dakikada Şanlıurfa'nın golünü çizgiden Mustafa Yumlu çıkardı. Maç 2-0 sonuçlanır diye beklerken 85'te Alanzinho ve 87'de Henrique'nin golleri ile 4-0 sona erdi.
Düşen yanındakine sarılır derler ya. Trabzonspor da öyle yaptı. Dört bir yanı akreplerle çevrili Türk futbolunda en yakınındakine, Şanlıurfaspor'a yani dostuna tutundu. Maçta oyuna dair bir zevk alamadık ama aklımızda Vira'nın "Biz dar sokaklarında" sözleri ile başlayan marşı ve çay-simit ile ekranlara takılan baştan aşağı bordo-mavi giymiş yaşlı teyze görüntüsü oldu.
"Hayret, konu yaralı kurbağalardan bile açılsa ne yapar eder şikeye bağlardınız ama bu yazınızda şike konusuna değinmemişsiniz Yavuz Bey" der gibisiniz. Yazacağım merak etmeyin. Şikeci hırsızlarda bu utanmaz yüz, arkalarında bunlarca hami ve bizde de bu kalem oldukça daha çook şike yazısı yazarız.