Kut’ül Ammare... Not düşelim... Üzerinde konuşacağız...
Avrupalı bazı siyasetçiler şöyle diyorlardı; Kıbrıs için özür dileyeceksiniz...
Ne diyelim; HAYAL DÜNYASI...
Hiçbir zaferimiz için özür dilemeyiz, şehidimizin kanı olan her toprak için ecdadımızın bize öğrettiği gibi devam ederiz!
Avrupa’da hayal kuranları anlıyorum da, anlayamadığım bu toprakların ekmeğini yiyenler. Bazı ilginç arkadaşlar var, Avrupa ile iyi geçinmek adına “HER YAPTIĞIMIZ HATTA VARLIĞIMIZ İÇİN” özür dileyelim noktasındalar... Orada, burada, şurada değil, bu zihniyette olanlar her yerde varlar, olabilirler...
Sevgili dostlar, bu arkadaşlara özellikle yabancılarla iyi geçinmek için YOK SAYILMAYI “dünya ile entegrasyon” sananlara birkaç çift sözüm var; Kıbrıs’ta ne dileyeceğimiz bir özür, ne de ödeyeceğimiz bir kuruş tazminat var... Kardeşlerimizi katledenlere karşı yaptığımız harekatın sonuna kadar arkasındayız ve bunun için boynumuzu eğecek tek bir gerekçe bile olamaz... Bu yolda şehit olan ecdadımızı şanla, minnetle, özleyerek anıyoruz... Rahat uyuyun, bu canlar bedenden çıkmadıkça “medeniyet dediğin tek dişi kalmış canavar”, NE KADAR DEVŞİRİRSE DEVŞİRSİN, bizi yere baktıramaz...
Sevgili dostlar, ÖZÜR BEKLEYENLER, Kut’ül Ammare ZAFERİMİZ ile sarsıldılar! Unutturulan, unutturulmaya çalışılan zaferimiz...
Yaşasın haklı davamız... Yaşasın geçmişimize, geleceğimize, COFRAFYAMIZA SAHİP ÇIKMA MÜCADELEMİZ...
Son söz: VAROLMA dinamiğini “diğerlerine sevimli olarak kendinden vazgeçmek olarak” algılayan kafalar şunu çok iyi bilsinler; sevsinler diye başını uzatır ve dik duramazsan başını alırlar... Bizim kimseye sevdirecek, uzatacak başımız yok! Eğilip, bükülenlere duyurulur!