Tatil, tüm hızıyla devam ediyor. Zorlu iş ya da okul sezonu boyunca dört gözle beklenen tatiller nasıl planlandı acaba? Nedir bizim tatil kriterlerimiz hiç düşündünüz mü? Pek çok kişi otel, tatil köyü ya da turistik tesis seçerken; konumuna, manzarasına, kaç yıldızlı olduğuna, temizliğine, yemeklerine, konforuna dikkat eder. Bu detaylarla ilgilenirken en önemli kriter de göz ardı edilir. Ya da hiç düşünülmez bile, otellerin ne kadar çevreci olduğu... Belki de bunun pek çoğumuz için hiç önemi yok. Gelişmiş toplumların aksine tatil zamanı başladığında her türlü hassasiyetimiz de tatile gidiyor galiba. Kumsalların, sahillerin şu anki manzarası bunun en önemli göstergesi.
‘Bacasız sanayi’ olarak adlandırılan turizmin en az sanayi kuruluşları kadar ülke ekonomisine katkıları mevcutken en az sanayi kuruluşları kadar doğayı kirletiyor. Katledilen ormanlık alanlarımız, sürekli denize deşarj edilen kirletici yüklü fazla atık sular sebebiyle denizlerimiz, zarar gören milli parklarımız, yıpratılan tarihi doku ve arkeolojik alanlarımız turizm etkisiyle günden güne artan miktarda zarar görüyor. Turizm, en ağır darbesini onlara indiriyor.
Son yıllarda Kültür ve Turizm Bakanlığı bu gidişatı değiştirmek adına çalışmalar yapıyor fakat ne kadar yeterli olduğu tartışmaya açık. En az sanayi kuruluşları kadar doğayı kirleten turizmin artık tam anlamıyla sürdürülebilir olması gerekiyor. Bu konuda yaptırım ve denetimlerin daha ağır şekilde yapılması, otel izinlerinin kolay verilmemesi ve yeni yapılan otellerin tamamında mutlaka sürdürülebilirlik kriterlerinin aranması, bu kriterlerin sürekli denetlenmesi, hatta daha önce inşa edilmiş otellerden de bu kurallara uyulmasının istenmesi gerekiyor.
OTELİNİZ ÇEVRECİ Mİ?
Bireysel bilinç konusunda da herkesin yapması gereken çok ciddi sorumlulukları olduğunu düşünüyorum. Hayatın her alanında olduğu gibi turizmin de çevreye zarar vermeden yapılabilmesi, her konuda olduğu gibi turizmde de önceliğin çevrede olması gerekiyor. Turizmin her hangi bir ayağından faydalanacak olanların doğanın önceliklerini düşünmeleri ve doğanın sınırlarının geçilmediğinden emin olmaları gerekiyor. Otel seçimi yapılırken o otelin ne kadar çevreci, sürdürülebilir olduğu, doğal alanların ne kadar korunduğu, denizlere atıkların nasıl deşarj edildiği, otel bünyesinde geri dönüşümden ne kadar yararlanıldığı, enerji tasarrufunun ne kadar dikkate alındığı gibi konu başlıklarının tamamının düşünülmesi şart! Doğa hiçbir zaman tatile çıkamıyor, hayatın olağan akışına kısa da olsa bir mola veremiyor. Dolayısıyla sürekli tükettiğimiz, tükettikçe kirlettiğimiz, kirlettikçe umursamadığımız, umursamadıkça kirleticilere mahkum ettiğimiz doğamızın yakasını tatillerde bile rahat bırakmıyoruz.