AK Parti, bu ülkede ezilmiş ve başkalaştırılmak istenen tüm vatandaşları temsil etmekle birlikte, tamamının gasp edilmiş haklarını sahiplerine iade edici bir görev üstlenmiş ve nasırlaşmış problemleri çok kısa zamanda halletmiş olmanın haklı huzurunu yaşıyor.
Seçimler vesilesiyle de AK teşkilat mensupları her türlü iletişim araçlarını da kullanarak ve fiilen ulaşabildiği insanlara bunu anlatmaya veya hatırlatmaya çalışıyor.
Çok iyi de yapıyor!
“Çünkü hafıza-i beşer nisyan ile maluldür” der büyükler. Yani, insan unutma özelliği ile de bilinir, tanınır demektir.
Unutmak gerçekten bir nimeti ilahidir de!
Düşün bir kere. Annen-baban, canın kadar sevdiğin çocuğun veya çok değer verdiğin birisi vefat etmiş. Ve o vefatın üzüntüsü hiçbir şekilde azalmadan, tazeliğini koruyarak devam etse; o kederli hal üzere yaşanan bir hayat ne kadar zor ve ıstırap verici olur. İşkenceden başka bir şey değildir ve insanoğlu asla dayanamaz bu hale. Hatta haleti ruhiyesi zayıf kimseleri intihara kadar da sürükleyebilir bu durum.
Ama şükür ki; unutma nimeti devreye girip aradan üç beş gün geçtikten sonra hayat normale dönüyor ve hiçbir şey olmamış gibi devam ediyor.
Gerçekten de öyle. Unutmak, Cenabı Hakkın merhameti gereği insanoğlunu yaratırken bahşettiği en önemli nimetlerden birisidir.
Fakat bu unutma nimeti kontrol altına alınıp normal seviyelerde tutulamazsa altından kalkılamayacak bir külfete de dönüşebilir. Unutma nimetinin külfete dönüşmüş halini de sıkça görmüşüzdür hayatımızda.
Yapılan bir iyiliği, güzelliği unutmak, en azından mahcubiyetler doğuracak neticeler verir ve nankörlük seviyesine indirir insanı. İnsanlar arasında dikkat çeker, parmakla gösterilirsin. Bak şu nanköre derler. Babası, anası, abisi yemedi yedirdi, içmedi içirdi, giymedi giydirdi, o kadar besledi büyüttü, okuttu, ama o şimdi ne arar, ne de sorar. Nankör herif, hain herif, derler ve o külfet insana ne dünyada huzur verir, ne de ukbada saadet! Ne kul yüzene bakar, ne de Rab...
İşte bu açıdan yapılan güzellikler ve iyilikleri unutmamak önemli, unutanlara da merhamet edip hatırlatmak!
Tabi en başta; bizi eşrefi mahlûk olan insan olarak yaratıp, hayat sürmemize imkân tanıyan âlemlerin Rabbi olan Allah(cc)’ya verdiği nimetler için ve yolumuzda şaşırmadan gidebilmeye rehber olsun diye peygamberler gönderdiği için teşekkür etmeli ve gereği olan tazimi göstermeli...
Sonra da, Ana- Babamızı, eşimizi dostumuzu, yaşadığımız toplum içerisinde işlerimizi, hayatımızı kolaylaştıran, eksiklerimizi gideren, ihtiyaçlarımızı karşılamaya çalışan ve hakkımıza sahip çıkıp savunan idarecileri, yurt içinde yurt dışında onurumuzu yüceltenleri de unutmamalı, hatırlamalı ve unutanlara da hatırlatmalıyız!
ABD Başkanı karşısında tir tir titreyen Başbakanların suratına, anayasa kitapçığının fırlatıldığı o kasvetli eski Türkiye’yi ve şimdi duruşuyla, siyasetiyle ülkeye ve vatandaşına onur/gurur veren Reisicumhuru ve AK hareketlerin hizmetlerini unutmamalı.
1999 Gölcük merkezli büyük depremi iki gün geçtikten sonra ancak anlayabilenleri, 70 sente ülkeyi mahkûm edenleri, para dilenmek üzere gittiği gâvur Avrupa kapılarından kovulan eski Türkiye Başbakanlarını ve koltuk değneği Bahçeli gibi aciz milliyet tüccarlarını unutmamalı. Geçtiğimiz hafta yaşanan benzer bir deprem dolayısıyla, ülke içinde değil, dünyanın öbür ucundaki Nepal’e, depremin daha tozu yere düşmeden yardıma yetişen ilk ülke olmayı başarmış yeni Türkiye’yi ve onun, milletinin vekâletine ihanet etmeden hizmet etmeyi ibadet telakki etmiş Başbakan’ını ve Reisicumhur ‘unu unutmamalı.
Unutmamalı ki; yaşanan nimetler, bereketler, özgürlükler, onurlar ve gururlar artsın. Ve eski onursuz günler, aciz devirler bir daha yaşanmasın!
CHP’nin kurguladığı, terör beslemesi MHP ve HDP gibi siyasi soslarla sürdürülen onursuz, ürkek ve zilli düzen bir daha canlanmasın.
Unutmamalı ki, nimet bereketlenerek artsın. Milli iktidar ilelebet yaşasın!