Önceki gün Galatasaray’dan ümitli bir şekilde beklentimiz varken, takım savunmasındaki umulmadık yanlışlara mahkum olarak Real Madrid’e farklı yenildi. Futbolla ilgisi olan yurdum insanı, Saracoğlu’ndaki Fenerbahçe-Lazio maçı öncesi şanslı beklentilere girmişti. Ama gelin görün ki, ilk yarıda Sow’un yan direkten dönen topu, ikinci yarıda da Meireles’in akıllı plasesiyle gol oldu olacak derken; o güzelim pozisyonlar şanssızlıklara mahkum kalarak direkleri geçemedi.
Böyle bir şanssızlık yaşayan Fenerbahçe, sıkıntılarını Caner oyuna girdikten sonra attı, hareketlenen Kanarya penaltı kazandı. Webo’nun atışıyla Fenerbahçe 1-0 öne geçti. Keşke bu görüntüler maçın daha başındaki dakikalarda olsaydı, skoru attırma adına daha büyük şans yakalardık. Fenerbahçe tedbirli ama bu tedbiri ürkek kullandı. Son yıllardaki futbolumuzun starları arasında gördüğümüz Gökhan Gönül bu maçın iyi adamı değil, farklı şekilde isteksizdi. Sow ve Webo, top ayaklarına geldiği zaman savunmacıların darbeli oyunu karşısında bocaladılar ve top kayıpları yaptılar. İyi niyetli gözüken Kuyt’ın da inanılmaz top kayıpları vardı. Meireles bazen iyi, bazen de top kayıpları içindeydi.
Lazio’nun çok önemli bir gol pozisyonu ürettiğini söylemek futbol adına yanlışımız olur. Ama Fenerbahçe’nin şansı yaver gitseydi veya şans yanında olsaydı bu maçın bitiş noktasındaki skor çok daha farklı olurdu. Saracoğlu’ndaki 2 gollü bu avantaj Roma deplasmanında yitirilmez ve Fenerbahçe umduğum gibi yarı finale yükselir. Caner’in bir kez daha oyuna giriş ve oyuna katkısı gerçekten akıllara durgunluk verecek pozitif enerji salgıladı. Ben bu maçı İbrahim, Enver kardeşimle izledim. İyi Fenerbahçeliler’dir kendileri. Caner’in iyi vuruşuyla, Lazio’nun kalecisinden dönen topa Kuyt’ın filelere göndermesi kapıyı araladı,
Helal olsun bize bu galibiyetin sevincini yaşatan Fenerbahçe’ye.