Beşiktaş başlarken büyük hedef koyamadığı bu ligde, kendisinin de beklemediği bir verimlilikle önemli hedeflerin adayı oldu. Şampiyonluğundan bile söz ettirdi. Ama kadro darlığı ve şampiyonluk kovalayan rakiplerinin sayıca ve nitelik olarak daha zengin olmaları Beşiktaş’ın önüne Şampiyonlar Ligi’nden çok Avrupa Ligi hedefini sürdü. Ligin 2. yarısında verimsiz yarışsa da bu olanağı elinde durmaktaydı. Maçı, düşmekten kurtuluş hamlesini başlatma mücadelesi gibi gören MİY karşısında, ligin ilk üçü içinde kalmanın gereken düzeydeki savaşımını vermeliydi.
İlk 15-20 dakika gösterdi ki Fethiye’deki motivasyon kampı da işe yaramamıştı. Beşiktaş sanki Fethiye’de bir dostluk maçına çıkmış gibi, ağır, savunmayı boşlayan ve hücuma ‘gitmeyen’ bir takımdı. Topu birinci bölgesinde amaçsız bekletmeyi bir marifet sayıyordu! Oysa önde Almeida, sağda Niang, solda Olcay, arkada Fernandes ‘dakka bir gol bir’ yapabilecek gibi görünen bir gruptu kâğıt üzerinde! Ne var ki rakibin yerleşmesine zaman bırakmayan ilk hızlı atağı 32.dakikada yapabildiler ve gol buldular!
MİY, Beşiktaş’ın savunma yetersizliğini kullanmak için önde bastı, araya top attı, çabuk hücuma koştu. Golü yedikten sonra moral düşme yaşadı, ama çabuk atlatıp golünü kazandı! Almeida’nın erken sakatlığı şanssızlıktı. Ne var ki onun görevini alan Niang onu aratmadı, hatta daha iyisini yaptı, ancak Niang’ın görevini üstlenen Holosko hücum için aynı çizgiyi tutturamadı, Nduka’nın hücum yolunu kesmede daha çok işe yaradı. Beşiktaş’ın ikinci kez öne geçtikten sonraki durgunlaşması da olumsuz notuydu.
Son yarım saatte Oğuzhan’ın Necip’ten görevi devralmasından sonra orta alanda topu daha çok kullanabilir duruma geçti. Çabuk ataklar denedi. Bu dönemde son top kullanma becerileri yeterli olsa, farka gidebilirdi. Niang her maçta üstüne koyuyor. Ne var ki Beşiktaş onun meziyetlerini kullanmaya özen göstermiyor. Ve Fernandes de dün ara ara çok iyiydi. Ara ara diyorum, çünkü topu çoğunlukla tutarak oynadığı için rakibin onu kontrol etmesi kolaylaşıyor. Ve üstün verim çizgisi bu nedenle kayboluyor. Takım oyununa katkısı azalıyor. Bu da Beşiktaş’ın çözüme muhtaç sorunlarından...