Aslında İçişleri Bakanı Sayın Süleyman Soylu, TGRT yayınında açıkça söyledi; "... Ben o bahsettiğiniz kişiyi adam yerine koyup da ona hitaben cevap vermem... Onun tezlerini masaya getirecekseniz ben bu oturumu terk ederim." Normal şartlar altında bu tartışma aslında orada bitti... Peki o halde, ısrarla bitirmeyen kim?.. Ya da hangi çevreler?..
**
Değerli dostlar bu içinden geçmekte olduğumuz ithal problemle ilgili yükseltilen itirazlar ve göçmen merkezli oluşturulan kamuoyunun bir servis operasyonu olduğunu yazdık... Daha teşkilatlanması için gereken parayı nereden bulduğunu bile izah edemeyen Ümit Özdağ'ın, kışkırtıcı bir belgesel için bizzat fon temin ettiğini ilan etmesi de bu tezi süratle doğrulayan bir gelişme oldu... Türkiye'de bugün en büyük partilere gidin, AK Parti'ye, CHP'ye gidin, bir kısa film için bütçe isteyin, inanın bana alamazsınız... O kadar kolay değil o işler... Ama Ümit Özdağ tak diye çıkarıp verebilmiş parasını... Zaten Türkiye'de yabancı fonlarla yayınlar yapan Ruşen Çakır'ın internet televizyonuna fon aktardığını bizzat kendi açıklamamış mıydı?.. İyi de emekli profesör maaşıyla bu kadar iş nasıl yapılıyor?.. Belli ki batı merkezli bir kışkırtma operasyonuyla, bir ayaklanma provasıyla karşı karşıyayız...
**
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Türkiye Cumhuriyeti devletini temsilen kamuoyunu bilgilendirirken, kendi PR'ını yapmaya çalışan karikatür figürlerle yabancı servislerin Türkiye uzantılarına da laf yetiştirecek değil... Bu tip adamların tezleri masaya geldiğinde de, ciddiye alıp onları muhatap kabul edip de konuşmaz... Açık açık söyledi... Bu adam bir merkez tarafından operasyon için görevlendirilmiştir" dedi... Süleyman Soylu'nun sözü bu millet açısından "Devletin duruşudur"... Soylu'nun ağzından çıkan kelimeler, kendi kelimeleri değildir... Orada konuşan Devletimizdir... Ve bu konu tartışmaya kapalıdır...
**
Gelelim yazının en başında sorduğumuz soruya... Bitmesi gereken bu tartışma neden bitmiyor?.. Her "seni bakanlığın kapısında bekliyorum" diyen adam için, medya bu kadar seferber oluyor mu?.. Bir ülkenin içişleri bakanına; "... bu mesele ikimizden biri ölünce bitecek, seni bakanlığın kapısında bekliyorum, silahsız geleceğim, erkeksen çık karşıma..." diyen biri, o dakika gözaltına alınır... Hangi ülke olursa olsun. Bu; siyasetin değil, polisin/savcının konusudur... Değil bizim gibi binlerce yıllık geleneği olan bir devletin en kudretli devlet adamlarından birine, bir muz cumhuriyetindeki kukla bakanlara bile edilse bu laf, daha cümle bitmeden sözün sahibi kendini içeride bulur... Ne dokunulmazlık tanır bu tehdit ne başka bir zırh... Kimse kusura bakmasın... Peki ne oldu da medya Ümit Özdağ'a, İçişleri Bakanı'nı ölümle tehdit eden bir servis elemanı değil de muteber bir adam gibi davrandı?.. Çünkü o medyanın beslendiği yer ile Ümit Özdağ'ı konuşturan merkez aynı... Bir kez daha ve altını çizerek söylüyorum... İçişleri Bakanı'nı tehdit eden adamın peşine kamera takıp da şovuna dahil olan kim varsa onlar da aynı merkezden besleniyor demektir...
**
Ümit Özdağ'ın peşinden gidenlerin bilmesi gereken üç beş not da bırakayım buraya... Kendisini siyasi parti başkanı ilan eden bu kişi, derin devletin mimarlarından, JİTEM'in kurucularından Veli Küçük'ün derin projesidir. Gladio dediğimiz yapı bir ahtapot gibidir değerli dostlar... Çok farklı kolları vardır... Birbirine hiç benzemeyen yapılrın aynı amaca hizmet ettiğini görebilirsiniz günün sonunda... Bakın FETÖ'ye... 'Zaman' gibi İslamcı görünen bir gazete ile 'Taraf' gibi liberal, 'Cumhuriyet' gibi solcu görünen bir gazete de aynı merkeze hizmet ediyormuş meğer, değil mi?.. Burada da öyle.. İşte Veli Küçük tarafından dolaşıma sokulan Özdağ da, Gladio'nun ırkçı koluydu... Bir siyasi parti lideri olmaktan çok, asimetrik psikolojik savaş uzmanı, etki ajanı, profesyonel bir toplum mühendisi ile karşı karşıyayız... Libya'da şehit verdiğimiz MİT personellerinin kimliklerini ODA TV'den önce o deşifre etmiş muhtemelen de bazı medya organlarına da kendi servis etmiştir... Şimdiki görevi de bu... Göçmenler üzerinden kaos çıkarmak... O da görevini yerine getirmeye çalışıyor... Başka bir durum yok... Bütün olan bitene bu çerçeveden bakarsanız, gerçekleri daha kolay göreceksiniz...