Artık sağır sultan bile ABD'nin Türkiye'nin Güneydoğusunu da kapsayacak Kürt devleti hesapları içinde olduğunu duydu! Ancak Türkiye üzerindeki hesap bununla bitmiyor. Salt Güneydoğu'yu değil bütün Türkiye'yi kapsayan bir federasyonlaştırma hesabı var Washington'da. Tabi federasyonun bir adım sonrasıysa dağılma!!
ABD Dışişlerinin uzun dönem siyasetini belirleyen Bureau of Inteligence and Research'ün (INR) (İstihbarat ve Analizler Bölümü) "Çok Gizli" damgalı bir raporu Yunanistan'da yayınlanan Stohos gazetesince ortaya çıkarıldı. Bu rapora göre Washington Türkiye'nin Kürt sorununu çözmesi için federasyon öneriyordu. Federasyona dönüşmüş cumhuriyetin, uluslararası nitelikte, 10 milyonluk bir İstanbul Federasyonuyla çok etkili bir konumda olacağı öngörülüyordu!
Yunanistan İstihbarat Örgütü KYP'ye yakınlığıyla bilinen Stohos, Türkiye'de federasyon kurulmasının Yugoslavya sorununun çözümünden sonra gündeme alınacağını bildiriyordu.
Stahos'un üst başlığı Yugoslavya'nın dağılmasından sonra sıra Ankara'ya geldi" demekteydi. Haber-Yorum, Türkiye'nin bölgesel bir güç oluşturmaması için federasyonla yönetilmesi gerekmektedir vurgusunu yapıyor.
İstanbul'un yarı bağımsızlığı ve özel statüyle yönetilmesini hem dinsel hem de ulusal çıkarları nedeniyle en başta Atina destekleyecekti. Gene Washington'a göre "İstanbul sermayesinin bu fikri destekleyeceği" belirtilmekteydi. ABD, İstanbul'un bir finans merkezi olacağını açıklamasıyla birlikte İstanbul sermayesi hazırola geçecekti!
CIA ve INR'ın yıllardır üzerinde çalıştığı bu raporu hazırlayan ekibin başında, ABD Dışişleri Bakanlığının Türkiye sorumlusu George Harris vardı. INR'nin başkanıysa ABD eski büyükelçisi Morton Abramowitz'di. Yahudi lobisinin bu iki önemli üyesi o gün bu gündür Türkiye'nin parçalanmasından söz ederler.
Türkiye'nin Ortadoğu'da güçlü olmasını kesinlikle istemeyen bir başka ülkeyse, Paris'te kurduğu Kürt Enstitüsü aracılığıyla sürekli Türkiye aleyhine çalışan Fransa'dır.
CIA, FBI, SIAS, DIA gibi ABD'nin haberalma örgütleri arasında eş güdümü sağlayan kişi Abramowitz'di yıllarca. Talabani ve Barzani'yi sık sık Washington'da ağırlayan Abramowitz, aynı zamanda ABD'nin 28 numaralı üyesi. Bu Komite ABD'nin çıkarları doğrultusunda, üçüncü dünya ülkelerindeki darbe, hükümet değişiklikleri vb, perde arkasından yönetir. Başbakan adayını belirler, ABD'ye getirtir, kısa sürede eğitir, neler yapıp neler yapamayacağını belletir ve ülkesine yollar. Sonra medya devreye girer ve bu yeni adayı parlatmaya başlar...
Kısacası ABD'nin onayı olmadan yaprak kımıldamaz Ortadoğu'da, hatta Avrupa'da. Ne zamana kadar? Bunun yanıtı falcılığa girer, hele de Ortadoğu'da. Ancak haberleşmenin daha da artacağını göz önüne alırsak, ABD'nin dış siyasette yaptığı saçmalıkların hatta aptallıkların her biri, dünya kamuoyunun gözleri önüne yakın bir gelecekte serilecek demek falcılığa girmese gerek. Ancak o zaman Washington "Dünya Başkenti" olmak hevesinden kurtulacak, yeniden salt ABD başkenti olarak kalacaktır! Ve Dünya derinden bir OH çekecek!