Yeni dünya şekilleniyor. 2. dünya savaşı sonrası kurulan tüm sistemler teker teker kurguyu kuranlar tarafından yok ediliyor.
Büyük felaketler savaşlar, salgılar zaten bunun içindir.
Yeni dünyadan bahsediyoruz ama kurguyu kuranların nasıl bi şekillenme hayal ettiklerinden ve karşımıza nasıl bir sistem dayatması ile çıkacaklarından bahsetmiyoruz.
Zaten kafanızı içerideki sorunlara odaklayın isteği de büyük değişime engel olunmasın diye tasarlandığı da açıktır. Bunun açık örneklerini sadece 2. Dünya Savaşı öncesi ve sonrasına bakarak yorumlayabiliriz.
Şimdi karşımızda yeni ve açık süreç var. Dışarıda yeni sistem kuruluyor. Yeni ekosistem tasarlanıyor. Ulus devletler kendi çıkarları ile bu yeni ekosistem için fazla ağır geliyor. Çünkü kendi değerleri ve milliyetçi duygularla tasarlandı.
Bu durumda en fazla saldırıya maruz kalınan şeylere dikkat edelim. Ulus devletlerini var eden temel değerler sistemi.
Aile de bunun esas baş kahramanı.
Dikkatle bakıldığında insan hakları hikayeleri ile esas hedef olarak belirlenen temel taş aile yapısıdır. Aile anlayışı , temel ilkelerine ters düşen ne varsa bu büyük planlamanın bir parçasıdır hiç kuşkusuz.
Sonra geçelim geniş aileye. Bu, toplumdur ve onun oluşturduğu devletlerdir.
Ulus devleti anlayışı temel taş olan aile yapısının geniş çerçevesidir, temelidir ve direğidir .
İlki aile sonrası Devlet. Ve tabii ki bu iki değeri sonsuza kadar var eden din ve onunla beraber yükselen medeniyetler...
Baktığımızda yeni dünya dedikleri yeni dayatma sistemi esasen dinsizlik üzerine gelecek hayali kurmakta. Din düşmanlığı, toplumları din karşıtı söylemlerle besleme hevesi boşu boşuna değildir. Temel ne kadar fazla sarsılırsa yeni sistem için uygun zemin oluşturmak kolay diye düşünmekteler.
İslam en büyük temel taşıdır. İslam karşıtı söylemlerin giderek artırılması ve bu söylemleri sıradanlaştırarak önce dinler arası çatışmayı devreye soktular. Nitekim ki başardılar. Dağıtılmış değerler sistemi boşluklar oluşturdukça dinsiz, sadece para odaklı toplum inşası kolay olur değil mi?
Ulus devletlerini sıradan çıkartmak koca dünyayı birkaç ailenin elinde istismar etmek, birkaç şirketin esirine dönüştürmek esas gaye olmasın?
Hedef Ulus devletleri. Bu salgının da bu planın parçası olduğunu düşünmemek elde değil. İleride daha fazla sırlar açığa çıkacaktır hiç kuşkusuz. Ama kesin gözüken şey şudur;
Şimdilik hedef ulus devletleridir. Bu dönemde en fazla suni dizayn edilen iç çekişmelere dikkat etmek şarttır. Dışarıda yeni sistem tasarlanırken içerideki zıtlaşmalar güç kaybıdır. Olayların oluş sürecini nedenlerini, geçmişini ve geleceğini göz önünde bulundurarak hamleler yapılırsa boşuna güç kaybı yaşanmaz. Gelecek inşasında bu tutum elzemdir.