Geçen yıl bu zamanlarda meydana gelen ve 34 insanın hayatını kaybetmesine yol açan trajik olaya resmi yaklaşım herkesi şaşırtıyor, bunu biliyorum. Bildiğim bir şey de, ‘Uludere’ sözcüğünü duymak istemediği hissini veren Başbakan Tayyip Erdoğan’ın aslında bu tür insanlık trajedilerine gözü yaşaracak kadar duyarlı biri oluşu...
Bu işte muazzam bir çelişki var: Bir insanın hakkının gasbına, incinmesine, eline diken batmasına, ölümüne gözünden yaşlar gelecek kadar duyarlı biri, ‘Uludere’de yaşanan trajik olaya neden kendisinden beklenen tepkiyi vermez?
Türkiye’nin Uludere’nin de içinde yer aldığı sınır köyleri elek gibi. Köylünün geçim kaynağı, bu yüzden, kaçakçılık... Kimseye zararı dokunmadığı ve büyük bir yekün teşkil etmediği için de devletin güvenlik güçlerinin köylülerin uğraşına fazla müdahil olmadığı anlaşılıyor.
Nasıl olduysa, topluca hareketlenen köylüler, yeni yıla birkaç gece kala, başlarına bomba yağdıran uçakların hedefi oldu. Tam bir hengâme yaşanmış, cesetler paramparça ortalığa saçılmış... Sonrası ise bir insanlık trajedisi... Çoğu birbiriyle akraba insanlardan oluşan küçük bir köyden 34 kişinin hayatını kaybetmesi ne demek?
Ağıtlar yakılacak, destanlara malzeme olacak çapta bir fâcia bu...
Orada o gece neyin neden yaşandığı belli aslında: Köylüleri kaçakçı değil PKK militanı sanmışlar, üzerlerine bomba yüklü uçak göndermişler... Yanlış istihbarat? Mümkün... Uydu görüntülerinin hatalı değerlendirilmesi? Mümkün... Terör örgütünün aldatmacası? Mümkün. Düğmeye basan sorumlunun anlık gafleti bile olaya yol açmış olabilir...
Emir-komuta zinciri içerisinde hatalıların kimler olduğu beş dakikalık bir araştırmayla tespit edilebilecek bir olay yani... Ancak kamuoyuyla paylaşılmış resmi bilgiler, aradan bir yıl gibi uzun bir süre geçmiş olmasına rağmen, ilk günden fazla değil. Sorumlu/lar açıklanmadığı gibi soruşturma sonucu da paylaşılmadı. Olayla ilgili Meclis alt-komisyonu kuruldu, ona bilgi akışı da olmadı.
Komisyon adına konuşanlar, “Genelkurmay bize bilgi vermedi” diyor... Köylülerin üzerine bomba yağdıran uçakların bağlı olduğu Hava Kuvvetleri’nin başındaki komutan yerli yerinde duruyor, galiba başka bir özelliği sebebiyle bir de madalyayla taltif edildi.
Gerçekten anlaşılır gibi değil...
“PKK’nın ekmeğine yağ sürer diye” deseniz, olaya ilgisizlik görüntüsü PKK’nın daha fazla işine yarıyor. “Muhalefetin baskısına boyun eğmemek” düşüncesi fazla anlamlı gelmiyor; eti ne budu ne muhalefetin? “2014 hesabı” veya “Milliyetçi oylar beklentisi” de sırıtan gerekçeler... “Sorumlular açıklanırsa hedef haline gelirler” makul bir düşünce, ama bunu kimseyi hedef haline getirmeden yapmanın binbir yolu var...
Hani Tayyip Erdoğan duyarsızlığıyla ünlü biri olsa anlayabileceğiz de, öyle biri değil Tayyip Bey... Ayrıca, olay henüz sıcakken eşiyle kızını o köye gönderdiğini de biliyoruz...
Mantıklı bir tek gerekçe kalıyor geriye: Verilen söz... Olay üzerine görüştüğü mahçup sorumlulara, Başbakan, “Merak etmeyin, bu muhataralı zamanda sizi kollarım” sözünü vermiş ve ona sâdık kalıyor olabilir mi?