Yıllar önce S.Petersburg Üniversitesi'nde (eski adı Leningrad) bir toplantıya katıldığımda Rusya lideri Putin'in de mezun olduğu bu üniversiteyi ilk kez görme şansım oldu. O günkü rektör hem Putin'i hem de Medvedev'i mezun ettiklerini söylüyordu. Putin, hukuk tahsilinden sonra uzun yıllar KGB'de görev yaparak genç yaşta Yarbay rütbesiyle emekli olmuştu. Petersburg Maden Üniversitesi'nde ise "Rusya'daki Madenlerin Kalkınma Stratejisindeki Yeri" başlıklı bir doktora tezi yazmıştı.
Rusya'nın Avrupa ile ilişkilerinde enerji kritik bir yere oturuyordu. Putin ve Doğu Almanyalı Angela Merkel enerji anlaşmaları yaparken ABD'yi de biraz rahatsız etmişlerdi. 2011-2022 arası Rusya'nın gelirleri artarken Almanya'nın hızlı büyümesi ve yüksek cari fazla vermesi dikkat çekiciydi.
Almanya'nın Rusya'dan doğalgaz ihtiyacını karşılamak üzere bir konsorsiyum kurulmuştu. Rusya (Gazprom %51), Almanya, Fransa ve Hollanda enerji şirketleri milyarlarca dolarlık bir yatırım yapmışlardı. Kuzey Akım 1 ve Kuzey Akım 2 boru hatları dünya ekonomisinde yükselen Almanya için çok önemliydi.
Wall Street Journal'da bu hafta sonu yayınlanan bir haber Ukrayna-Rusya savaşına dair önemli bir tartışmayı yeniden gündeme taşıdı. Ukraynalı Albay Chernivsky'nin Kuzey Akım boru hattına düzenlenen sabotajın koordinatörü olduğu iddia edildi.
Ukraynalı Albay'ın sabotajla suçlanması hem ABD medyasında hem de Almanya basınında gündem oldu. Der Spiegel haberi verirken sabotajın koordinatörü olduğu iddia edilen Albay'a da mikrofon uzatıyordu.
Boru hatları savaşın en hassas noktasındaydı. Rusya-Ukrayna-Avrupa hatları (Brotherhood ve Union) riskliydi. Ukrayna'daki hareketlilik Putin'in yeni hatta ilgisini artırmıştı. Kuzey Akım 2 hattının devreye girmesi için ortaklar var güçleriyle çalıştılar ancak bu hattı açamadılar. Çünkü Almanya'da kurulan koalisyon kabinesi vanayı bir türlü açamamıştı. Ardından savaş başladı...
Bugünlerde Almanya'nın çıkarlarını düşünen Almanlar bu soruyu soruyor. Boru hatları niçin patlatıldı ve niçin yüksek maliyetle doğalgaz temin ediliyor? Bu soruya Berlin'de cevap verecek bir hükümet yok ancak Ukrayna'ya silah ve mali yardım yapmak için çırpınan bir dizi koalisyon ortağı var.
Ukrayna-Rusya savaşının arka planında kültürel çatışmalar olduğu yazıldı çizildi. Bağımsızlık sonrası Ukrayna'da kıbleyi Batı'ya çeviren bir kitle ortaya çıkmıştı. Rusya'dan uzaklaşmak için Ortodoks-Katolik farklılığı, Rusça-Ukraynaca farklılığı öne çıkarıldı. Uzun yıllar bu iki başlık Ukrayna hükümetlerinin kimlik inşasında etkili oldu. Rusya ve Ukrayna arasında sorunlar vardı elbet. Rusya eski alışkanlıkla arka bahçesi görüyordu Ukrayna'yı. Ukraynalı aydınlar ise rotayı Batı'ya çoktan çevirmişlerdi. Ancak olup bitenlerin arkasındaki asıl mesele enerji savaşıydı.
Gazze'de bugünlerde yaşanan sivillere dönük katliamı teolojik planda okuyanlar olacak elbette ancak orada da küresel enerji rekabetinin ve ticaret savaşlarının etkisini görüyoruz. Gazze doğalgaz sahası ve G20'de ilan edilen Mumbai-Dubai-Hayfa-Pire koridoru bu meselenin tam göbeğinde.