Bayram bayram nereden çıktı bu kara söz demeyin.
Trump gelgitine tutulmuş dünyada barış olur mu?
"İki saatte savaşı bitireceğim" dediği günden beri aylar geçti.
Riyad ve İstanbul görüşmelerinde hangi konularda mutabakat sağlandı bilmiyoruz.
Paylaşım konusunda anlaşmazlık büyük belli ki.
Son bir-bir buçuk aydır barıştan değil sadece ateşkesten bahsediliyor.
Ve gelinen noktada Trump, ateşkes üzerinden Rusya'yı tehdit ediyor.
Rusya ise güven sorunu yaşıyor.
Neden?
Odessa üzerinden silah yardımları hala devam ediyor.
Geçen yazıda da dile getirdim: Daha iki hafta önce Rusya, Ukrayna'ya silah götüren bir gemiyi batırdı.
Diğer taraftan yine geçenlerde Rus topraklarına dron saldırıları yapıldı.
Rusya haklı olarak soruyor: "O dronları uydu üzerinden kim yönlendiriyor?"
Trump, "Şimdiye kadar bilgileri biz vermiştik ama bunu biz vermedik" dedi.
Trump böyle diyor ama, Rusya, uydu bilgilerinin Amerika'nın da içinde bulunduğu Five Eyes yani Beş Göz adlı istihbarat ittifakı tarafından verildiğini düşünüyor.
Amerika vermediyse kim verdi peki?
Gözler Five Eyes Intelligence Oversight and Review Council'ün diğer dört üyesine, yani İngiltere, Kanada, Avusturalya ve Yeni Zellanda'ya yöneldi.
Dolayısıyla tek şüpheli var o da İngiltere.
Kaldı ki İngiltere Ukrayna'ya silah yardımı yaptığını gizlemiyor. Bir de Fransa ile birlikte barış gücü göndereceğini açıkça söylüyor.
Türk entelijansiyasında pek tartışılmadı, bütün bu gelişmeler, Rusya'nın Kırım ve oblastlar/yani bölgeler meselesinin ötesinde kendi güvenliği için olmazsa olmaz olarak gördüğü kıyı şeridini güvenlik altına alma stratejisini haklı çıkarıyor.
Bu yüzden dediğim gibi Odessa'yı almadan Ruslar savaşı bitiremez.
Bir diğer kriz kaynağı da Rusya'nın Ukrayna yönetimini meşru görmemesi.
Öyle ki geçenlerde Lavrov şöyle dedi: "Bir tür savaş suçları mahkemesi, bir Nürnberg davası olması gerekiyor. Bazı insanlar asılacak."
Bakan sadece Zelenski'yi değil; Azov taburu üyeleri, neo-Naziler, Bandera yanlılarını da kastediyor.
Rusya'nın müzakereler için bu kadar keskin bir şekilde vurguladığı meşruiyet sorunu karşısında geçen gün NBC Nevs kanalına konuşan Trump "çok sinirli ve kızgınım" diyerek tepki gösterdi.
ABD başkanı eğer müzakereler başlamaz ve ateşkes sağlanamazsa bir ay içinde Rus petrolüne "ikincil tarifeler getireceğini" söyledi. Tabi, "Trump'tır ne yapsa yeridir" deyimi mucibince "eğer Rusya'dan petrol alırsanız, ABD'de iş yapamayacağınız anlamına gelir." diyerek de Rusya ile ilişkileri sürdürmekte ısrar eden diğer ülkeleri de tehdit etmeyi ihmal etmedi.
ASIL SORUN NE?
Aslında daha birçok güncel mesele var. Fakat asıl sorun şu... Trump gibi sık sık gelgit yaşayan birinden barış iradesi bekleyen bir dünyada yaşıyoruz. Oysa O, daha önce de söylediğim gibi decline/ yani çözülme, çöküş halindeki bir imparatorluğun semptomlarından biri sadece. Dolayısıyla imparatorluğun tek çaresi var o da kaos. En iyi enstrümanı da dolayısıyla Trump.
İkinci sorun ise çöküş halinde olan Batı içindeki yeni paylaşım savaşı sorunu. Finansallaşma tarafından emilen sanayilerini dönüştürmek zorunda olan batının, nadir elementlere ilişkin paylaşım savaşı, geçmişte olduğu gibi silahlanmayı, savaşları, çatışmaları zorunlu kılıyor. İngiltere ve Fransa bu konuda çok istekliler. Ukrayna da kıta içindeki sömürü alanı olarak çatışmayı tetikleyen alanlardan biri.
Bu konuya devam edelim...