Sahadaki askeri durumdan ziyade hedef ve sonuca bakacağım yazımda. Ukrayna, ABD seçimlerinin sonucu ne olursa olsun, söylemlerin "anlaşma" üzerine olacağını öngörmektedir. Rusya'nın elindeki kozları zayıflatmak için Batı destekli bir operasyon olduğu da açıktır.
Rusya'nın Kiev üzerine taarruza geçeceği konusu haftalardır konuşuluyordu. Bunun üzerine "Kursk saldırısı", Moskova'nın Donetsk ve Lugansk bölgelerinden askeri takviye çekmesi anlamı da taşımaktaydı. Ukrayna, Kiev üzerine hamle hazırlığında olan Moskova'yı başka bir cepheye yoğunlaştırmayı hedefledi. Dahası, Rusya'dan Avrupa'ya çalışan tek doğalgaz boru hattının geçtiği Suca istasyonunu kontrol etmek, Rusya'ya hattı kapattırmak maksadı taşıdığı da açıktır. Çünkü halen Avrupa ülkeleri bu hat nedeniyle Rusya ile doğrudan çatışmaktan kaçınmaktadır.
Ukrayna, uzun zamandır Avrupa'nın Rusya ile doğrudan çatışma zeminine geçmesini arzu ediyor. Zelenskiy ise, başkanlığının meşruiyetinin tartışılmasını istemiyor. Sıcak çatışma, bu konunun da kapatılması anlamını taşımaktadır.
Rusya, kendi içinde kamuoyunu pek fazla "Kursk" ile meşgul etmemeye çalışıyor. Tabii burada "moral üstünlüğü" meselesinde tedirgin olduğu da açıktır. Ama halen her ne olursa olsun "sonuna kadar savaş" tutumuna sahip bir Rusya var karşımızda. Kiev, "Kursk hamlesi" ile ön alma stratejisi belirledi, ama kendisi açısından başarılı bir sonuca götüreceği kanaatinde değilim. "Kursk Nükleer Santrali"ne yönelik hamlenin de bir pazarlık gayesi güttüğü açıktır, ama orada da başarılı olamadı.
Putin açısından "kırmızı çizgi" aşılmış gözüküyor. Peki Moskova nasıl bir hamle ile cevap verir? Putin'in konuya yönelik beyanı açıklayıcıdır: "Batı, bizimle Ukraynalıların eliyle savaşıyor. Sivillere, sivil altyapıya saldıran yahut nükleer enerji tesislerine tehdit oluşturmaya gayret edenlerle görüşme söz konusu olamaz. Bunlarla ne konuşulur ki?"
Aslında barış için kapıyı açık tutan Putin'in cümleleri, cevap hamlesinin çerçevesini gösteriyor. Ama diğer taraftan da Hindistan ve Çin'in çabalarının devrede olmasına karşılık bekleme modu da kayda değer bir durumdur. Rusya, bu girişimlere ve niyetlere de kapıyı açık tutuyor gibi duruyor. Muhtemelen sonraki cevap hamlesinde kimsenin diyecek sözü olmamasını hedefliyor.
Ukrayna, Kursk stratejisi ile Moskova'yı püskürtebildi mi, yoksa tam tersi taarruz içeriğine meşruluk kazandı mı sorusu manidardır. Ve elbette Kiev'in, Avrupa'daki ülkeleri sahaya doğrudan çekme isteği Kursk ile birlikte gerçekleşir mi? Bu sonuçla birlikte olayın kazanım olup olmadığı ve daha çok kimin sonuç hedefine hizmet ettiği net gözükecektir.