Üçü bir arada ve üçü birden saldırıyor. İç Güvenlik Reformu Kanun Tasarısı’na karşı gösterdikleri refleks, demokratik bir refleks değil.
Kelimenin tam anlamıyla bir zorbalık gösterisinde bulunuyorlar.
TBMM’de küfürler ve hakaretler havada uçuşuyor. Hem ortamı geriyorlar, hem gerilimden şikayet ediyorlar. Meclisi paralize ettikleri yetmiyormuş gibi AK Parti grubunu şiddete teşvik ediyorlar. Salı gününden beri kanun tasarısının görüşmelerine geçilemedi.
İç tüzükten kaynaklı haklarını kullandıkları için değil, tam tersine iç tüzük filan dinlemedikleri için. Dahası ve en fenası, artık hiçbir kural tanımadıkları için. Meclisin AK Partili Başkanvekilleri sırf meclis çalışsın diye alttan aldıkça onlar pervasızlıklarını ve zorbalıklarını sürdürüyorlar.
Her kürsüye çıkan tehdit üstüne tehdit savuruyor. “Bu kanun tasarısını çıkartmayacağız!” diyorlar. Milli iradeye saygısızlığın dik alası yaşanıyor günlerdir. Hem kavga çıkartıyorlar, hem de AK Parti grubunu kavgacı diye gösteriyorlar. Yavuz hırsıza rahmet okutturacak bir yerde duruyorlar.
AK Parti grubunun sayısal çoğunluğuna güvenerek mecliste muhalefeti kaba kuvvetle susturmaya çalıştığı iddiası, kocaman bir yalandan ibaret. Başkanlık divanını felç ediyorlar. Meclisi yasa tasarısını görüşemez hale getiriyorlar. Kürsü işgalinde bulunuyorlar. Başkanlık divanına karşı son derece saygısız ve nobran davranıyorlar. AK Parti grubuna yönelik tahrik siyasetini pervasızca sürdürüyorlar. Kavgayı bizzat tetikliyorlar. Sonra da kalkıp AK Parti grubunu kavgacı ve şiddet yanlısı diye gösteriyorlar.
E, pes vallahi! Bu kadar pişkinliğe pes yani... Meclis televizyonunu izleyenler bütün bu söylediklerimin doğruluğu konusunda kuşku duymazlar. Ne olursa olsun kavga elbette hoş bir manzara değil.
Hele milletvekillerinin her seferinde kavga görüntüleriyle anılmaları meclisin saygınlığı açısından sorun oluşturuyor. Ama sanki hırsızın hiç suçu yokmuş gibi bir anlayışın arkasına sığınarak Ak Parti grubunun suçlanması da zinhar kabul edilemez.
Üçünün ağzı bir... Üçünün ortak düşmanı bir... HDP ve CHP’yi anlıyoruz anlamasına da, MHP’nin tavrını anlamak mümkün değil... Hangi gücün ve “üst aklın” MHP’yi bu kritik süreçte HDP’nin yanına/safına itebildiğini özellikle MHP’li seçmenlerin sorması gerekiyor.
CHP artık Fuat Avni’lerin partisi olmuş
Fuat Avni’nin CHP üst düzey yöneticileriyle yaptıkları yazışmalar CHP’yi tamamen paralize etmiş durumda. CHP seçmeni tepkili... CHP’nin Pensilvanya tarafından nasıl teslim alındığı, dahası Pensilvanya üzerinden CHP’nin nasıl parasal anlamda nemalandırıldığı da gün gibi ortada.
Kılıçdaroğlu’nu gerçekte Pensilvanya’nın kaset operasyonuyla nasıl işbaşına getirdiği de giderek netleşiyor. Baykal varsın Pensilvanya için hiçbir laf etmemeye özel önem göstermeye devam etsin, ama görünen o ki Baykal kasetinin arkasında Pensilvanya var.
CHP ortalığa dökülen F. Avni açıklamalarıyla tam bir sessizliğe bürünmüş durumda. Ortada ciddi iddialar var, ama nedense çıt yok. Kılıçdaroğlu da dahil 45 CHP’linin malum kasetlerinin olduğuna dair açıklamalar yenilir yutulur cinsten iddialar mıdır?
İş Bankası üzerinden yapıldığı söylenen para trafiğine ne demeli? Kılıçdaroğlu için söylenen “gerzek başkan” tanımlaması nasıl kabul edilebiliyor? Fuat Avni denilen kişinin buyurgan bir dille CHP yöneticilerine talimat vermesi, Paralel Yapı ile CHP arasındaki ittifakın hangi kerteye ulaştığını gösteriyor aslında.
CHP’li üst düzey yöneticinin, “İktidarımızda her dediğinizi yapacağız!” biçiminde konuşması, aradaki kirli ilişkinin kodlarını göstermeye yetiyor. F. Avni denilen Pensilvanya tetikçisinin, “Seçime adapte olun, İsrail ve ABD’ye yalancı çıkmayalım” sözlerine CHP’li yöneticinin, “Tamam abi” diye yanıt vermesi, hem CHP’nin Pensilvanya ilişkisini, hem de paralel yapıya mensup unsurları tasfiyeyi amaçlayan İç Güvenlik Paketi’ne niçin şiddetle karşı çıktığını alenen ortaya koyuyor.
CHP Paraleli koruyor
İç Güvenlik Reformu Kanun Tasarısı kabul edilirse, Emniyet içinde odaklanan paralel suç şebekesine mensup unsurlar kaçınılmaz bir biçimde tasfiye olmuş olacaklardır. Çünkü emniyetin yeniden yapılandırılması sürecinde elbette paralel ihanet şebekesine üye olanların kendilerine yer bulabilmeleri imkansız. Jandarma’nın sivilleştirilmesi ve bu bağlamda İçişleri Bakanlığı’na bağlanması da CHP’nin işine gelmiyor. Çünkü Pensilvanya bunu da istemiyor. CHP’nin İç Güvenlik Reformu Kanun Tasarısı’na karşı çıkmasının özünde asıl paralel yapıyı korumak anlayışı var.
“Polis devleti” arıyorlarsa daha düne kadar “F tipi yapılanma”ya baksınlar. “F tipi” dediğiniz paralel örgütün Emniyet ve Adliye teşkilatı üzerinden ülkeyi nasıl bir “polis devleti”ne çevirdiğini ve her türlü hukuksuzluğu işlediğini söyleyen siz değil miydiniz? Şimdi bu yapı tasfiye edilirken ona arka çıkıyorsunuz, ilginç yani... Bu kirli ittifak, 2015 seçimlerinde milletin ağır tokadıyla tarihe uğurlanacaktır elbet.
HDP haklı
Bu kanun tasarısına karşı çıkan HDP kendi açısından haklı...
Çünkü sokaklarda mobilize edip terör estirdiği unsurlar üzerinden siyasal sonuçlar devşiriyor...
MHP, HDP’nin vagonu mu?
Terörün kökünü kazımak için ne lazımsa onun yapılması ve sokaktaki terör gösterilerinin bitirilmesi için ne gerekiyorsa onun yapılması gerektiğini söyleyen MHP gitmiş yerine HDP’nin koltuk değneği olan bir MHP gelmiş...
HDP’nin rahatsız olduğu bir kanun tasarısından MHP’nin de rahatsızlık duyması manidar doğrusu...