Kulash Mırza Kalkaman...
78 yaşında Özbek bir annemiz. 2 ay boyunca nezarethanede tutuldu. Evet, 78 yaşındaki annemiz, babaannemiz, anneannemiz; ne derseniz deyin 2 ay boyunca Kumkapı’daki Geri Gönderme Merkezi’nde, o rezil ortamda tutuldu. Nezarethane işkencesi medyaya düşünce Geri Gönderme Merkezi’ndeki görevliler 78 yaşındaki Kulash Mırza annemize bu sefer de psikolojik işkence uygulayıp sorguya çekti. Nezarethane ve ardından psikolojik işkence haberinin yayılmasıyla panikleyen Geri Gönderme Merkezi’ndeki işkenceciler Kulash Mırza annemizi alelacele mahkemeye sevk etti. İstanbul 2. Sulh Ceza Hâkimliği, “idari gözetim altında bulunması halinin sonlandırılması” kararı vererek Kulash Mırza annemizi serbest bıraktı. Yalnız Geri Gönderme Merkezi’ndeki işkenceciler Kulash Mırza annemizin peşini bırakmıyor “15 gün içerisinde Türkiye’yi terk et” demişler!..
Peki Kulash Mırza annemiz niye gözaltına alınmış biliyor musunuz: DAEŞ’den! Yeni Şafak gazetesinden Hamdi Koçoğlu’na konuşan Kulash Mırza annemiz, polisin kendisine bırakın DAEŞ’İ sormayı bir tek sual bile yöneltmeden direk Geri Gönderme Merkezi’ne bıraktıklarını söylüyor: “Evimde öğle namazını kılmıştım. Polisler geldiğinde önce ne olduğunu anlamadım. Bir şey söylemeden beni alıp götürdüler. Akşama kadar insan topladılar? Ben de arabada onlarla birlikte dolaştım. Büyük bir servis arabasına onlarca kişiyi doldurup, Güvercintepe Karakolu’na götürdüler. Sonra Kumkapı’ya teslim ettiler. Bunu bize niye yapıyorlar, ben anlamıyorum. Hiçbir fikrim yok. Orada hamile kadınlar, yeni doğan bebekler vardı. Ben asıl onlara dayanamadım. Sormak istiyorum, bize neden bunu yapıyorlar? Yaşadıklarımıza rağmen, bizim Türkiye’ye bakışımız, sevgimiz değişmiyor. Mazlumlar hep buraya geliyor.”
Geri Gönderme Merkezi’nde aylardır tutulan hamile kadınlar, yeni doğmuş bebekler... Biz de Kulash Mırza annemiz gibi soralım, mazlumların vatanı Türkiye’de bu mağduriyetler neden yaşanıyor?
***
Engellenen kampanya: “Bir Ambulans Bin Yaşam”...
Avrasya Vakfı öncülüğünde ikincisi düzenlenen kampanyada, Suriye’deki kardeşlerimize gönderilmek üzere Avrupa’dan alınan ambulanslar Kapıkule Gümrük Kapısı’na kadar sorunsuz geldi. Ancak, ambulansları almak için Kapıkule’ye giden vakıf görevlileri işgüzâr bir bürokratın engeline takıldı. Düşünün, Avrupa’nın onca sınır kapısından bir engele takılmadan geçen ambulanslar Türkiye’de bir bürokratın kaprisine kurban gidebiliyor. Aslında kurban giden ambulanslar değil, o ambulansların taşıyacağı çocuklar, kadınlar...
Üst düzey yetkililerin devreye girmesiyle ‘Beyefendi’nin gönlü yerine geldi de ambulansların geçişine izin verdi! Bürokrat Bey’in gönlünün olması için geçen süre zarfında ambulans olmadığı için şu kadar çocuk ölmüş mühim değil, nasıl olsa ölen kendi çocuğu değil!
Bir kez daha Kulash Mırza annemiz gibi soralım, mazlumların vatanı
Türkiye’de bu mağduriyetler neden yaşanıyor?
***
Abdulkadir Yapçan...
Doğu Türkistan Türkleri’nin kanaat önderlerinden, 58 yaşında. İşgalci Çin’in hakkında kırmızı bülteni güncellemesi sebebiyle 1 Eylül’de İstanbul Sefaköy’deki evinde gözaltına alındı. 1 ay boyunca polis Yapçan’ı çeşitli karakolları gezdirip nezarethanelerinde misafir etti!.. 1 aylık gözaltı sonrası çıkartıldığı Bakırköy 5. Sulh Ceza Hakimliği’nde serbest bırakıldı. Abdulkadir Yapçan’ın 1 ay boyunca gözaltında tutulmasına gözyuman savcı karara itiraz etti ve Yapçan tutuklanıp Maltepe Cezaevi’ne gönderildi.
15 yıldır Türkiye’de yaşayan, Çin tarafından işgal edilmiş toprakları için mücadele eden ve şimdiye kadar hiçbir teröre karışmamış Abdulkadir Yapçan’ın tutuklanması, güvenli liman olarak gördükleri Türkiye’de yaşayan tüm mazlumları tedirgin etti.
Son kez Kulash Mırza annemiz gibi soralım, mazlumların vatanı Türkiye’de bu mağduriyetler neden yaşanıyor?