Hamzaoğlu’nun sürpriz bir şekilde yollanması ile çalkalanan Galatasaray’da bu maçın önemi büyüktü. Nitekim 8’de Sneijder’den pası alan Yasin o kadar boş kaldı ki çaprazdan içeriye akıllı, sert bir orta şeklinde gönderdiği topta Antalyasporlu oyuncular resmen uyudu. Daha sonra Antalya 2 tehlikeli atak daha buldu. Sezer, Diarra ve Eto’o ile Antalya ciddi ataklar yapabilen kaliteli bir takım olmuş. İlk 20’den sonra her iki takım da topa sahip olma oranları açısından birbirine yakındı. Bu pozisyonları yakalayan Antalyaspor’a özgüven de gelmiş oldu.
Selçuk, Rodriguez ikilisinden Rodriguez özellikle pas trafiğinde etkisizdi. Sadece Podolski’nin golünde asisti yaptı o kadar. Yasin, Sneijder ve Burak istekliydi. Burak’ın Fornezzi ile karşı karşıya kaldığı pozisyonu gol yapması lazımdı. Çünkü bu gol, takımı soyunma odasına iki farkla gönderecekti.
Şu bir gerçek ki Muslera yaptığı kurtarışlarla eski günlerine döndüğünü gösterdi. İkinci yarıda oyuna ortak olan Antalyaspor etkili ataklarla geldi. Lazarevic’in ortasına Diarra dokunabilse oyunun seyri değişirdi. Guilherme’nin yerine oyuna giren Lazareviç takıma hareketlilik getirdi. G.Ssaray defanstan çıkarken basit top kayıpları ile rakibe atak başlattı. Bu yarıda baskılı olan taraf Antalyaspor’du. Nitekim böyle bir pozisyonda Sezer topu filelere gönderdi. Bu gole hemen cevap ise 66’da sahada gözükmeyen Podolski’den geldi. Ancak 79’da MBilla’nın Hakan tarafından düşürülmesine hakem penaltı çalınca Eto’o skoru 2-2’ye taşıdı. Ancak 91’deki karambolde Selçuk takımını bir kez daha öne geçirdi: 3-2.
Rize deplasmanındaki gibi sıra dışı bir maç oynanıyordu. Çünkü 1 dakika sonra bu defa Mbilla beraberlik golüne imzasını koydu. 91’de gol atmış öne geçmişsin. 3 dakika zaman geçirilmez mi ? Aynı hata Rize’de de yapıldı. Hiç mi ders almadınız?