Millî Görüş idealizmi
Millî Görüşün lidersizliği
Masum gençliğin idealizmini çalmak
Bu yazı için yukarıdaki hangi cümle sizin için daha isabetliyse başlık olarak kabul ediniz.
Pergelimizin sabit ayağı aynı yerde olmak üzere, siyasi yazı hüviyetinin dışında "Millî Görüş" bilincini yazmayı arzuladık.
Millî Görüş bizim nazarımızda, debisi yüksek hırçın akan nehirlerin önüne çekilmiş hain bentlerin yıkılması ve tam temsiliyle tarihimizin iki yakasını bir araya getiren fermuardır.
Olduğu başka şeyler şöyle dursun, öncelikle merhum Erbakan bu nosyonu kuran fikir adamıdır.
Ne iç ne dış siyaseti yazmadığımı bilirsiniz. Ama bu yazdığımız da siyaset değil zaten.
Erbakan ne yapmışsa en çok gençlerle yapmıştır. Bu sebeple her şeyden önce ülke gençliğimizin hikmetli lider hocasıdır.
Naçizane gözlemlerimize göre Millî Görüş bakiyesinin gerçek hayatla yüzleşmiş tecrübeli, iş yapan kadroları Ak Parti topluluğu içindedir.
Hikâyeyi bozmaktan imtina eden, kızgın, partisini namus gören, kısmen eğitimli, idealizmi saptırılmış diğer bir kısmı SP topluluğu içindedir.
Geç doğmuş, tecrübesiz, eğitimi zayıf, idealizmi heves seviyesinde olan kısmı ise YRP topluluğu içindedir.
Bu ikisinin de sermayeleri Erbakan.
Geçtiğimiz haftaki bir yazıda bu iki partinin yetkililerini, tabir kaba olsa bile tüccar olarak tesmiye etmiştik. Ve demiştik ki pazar olsun.
Ancak biz; Anadolu'nun masum, gariban gençliği başta olmak üzere emekleri zayi edilen, iyi niyetli kesimin alınıp satılmasına, onların bir kez daha yolda bırakılmasına, pazarlık masalarında metalaştırılmasına rıza göstermiyoruz ve onların hakkını savunmayı üzerimizde vebal sayıyoruz.
İki anekdotla itirazımızı aydınlatacağız.
SP ve YRP üst yöneticileri dediler ki "2006'da Erdoğan, evini kuşatıp Erbakan'ı tutuklatmaya çalıştı!"
Bu iddia son yıllarda silikleşen Erbakan sempatisini bir kez daha satma gayretinden başka bir şey değildir.
Müslüman hiçbir zaman hakikatin kafiri olmamalı. Halefler hakikati bal gibi biliyorlar.
Dahası, Nuh Mete Yüksel'in hangi saik ve şantajla Erbakan'ın üzerine sürüldüğü gerçeğini gençlere hatırlatmak ve araştırmalarını salık vermek icap eder. Bizzat FETÖ tarafından üniversiteli mesture kızların cennet vaadiyle nasıl ve hangi görevle motive edildiklerini unutmamak, araştırmak, sorgulamak gerekir.
Gençler bilmeliler ki 28 Şubat döneminde Vural Savaş, Nuh Mete Yüksel Millî Görüş'ün başlarını doğrayan giyotinin kumandasındaydılar. İlgilisi bilir, mahkeme kayıtlarında ve dönemin medyasında teferruatı vardır.
İki partinin başları biliyorlar ki gençler bu hakikatten habersiz, gençlerin bu konudaki bilgisizliğini istismar ediyorlar.
6 Şubat depremleriyle şehirlerimizin vurulmasından hareketle; özellikle İstanbul ile ilgili depreme hazırlık açısından hükümetin İstanbul'u mutlaka alması gerektiğini ifade etmiştik.
Ve İstanbul'un depreme hazırlanması zarurettir. Öngörülen bütün senaryolara ve uzmanlara göre bir İstanbul depremi gerçek bir beka meselesidir.
Sadece bu kaygıyla İstanbul'un hızlıca yeniden imar ve inşası gerekmektedir. Ve bunun ancak hükümet desteğiyle yapılabileceği aşikârdır.
Genel seçimde ülke bekası düşüncesiyle ittifaka dahil olduklarını ancak yerel seçimde ülke bekasıyla ilgili bir durum olmadığını, iki ilçeyi isteyip de alamadıkları için ittifaka girmediklerini beyan etti oğul Erbakan!
Bu haleflerde Erbakan'ın ruhunu aramak beyhudedir. Ancak hücreleri olsa gerektir diye düşünürken bu kadar nadan davranmaları abuktur.
Erbakan yaşıyor olsaydı depremi en baba deprem profesörlerinden daha iyi şekilde bu millete anlatmaya çalışırdı. Ve böyle küçük pazarlıklarla kendi hikâyesine inananları pazarlık masasına asla koymazdı.
Haleflerden ricamız, yakın tarihimizin bir siyaset dehasını şımarıklık ederek zihinlerde gömmemeleridir.
Seçim dönemlerinde bayrak asmaya cihada gönderilir gibi motive edilerek gönderilen, kendilerine bir gelecek kurmalarına izin verilmeyen, bireysel hayatları bütün olarak kundaklanmış gözbebekleri öpülesi yiğit gençlerimizi sakındırmak istiyoruz.
Kendi çocuklarımız için istediğimizi bu gençlerimiz için de istiyoruz. Gençlerimizin vasıfsız liderliklere parya edilmesine isyan ediyoruz.
İstiyoruz ki gençliğimiz gelinen yere hangi bedeller ödenerek gelindiğini bilsinler, hikâyenin nasıl başladığını tam olarak kavrasınlar, sahiplensinler ve bu hikâyenin, önlerine geçenler tarafından alınıp satılmasına rıza göstermesinler.
Ve büyük sorular sormaktan da çekinmesinler.